Düşünsene,onu çok seviyorsun o kötü biri olamaz,olmamalı.Ama sevmeye devam ediyorsun.Bakışlarını,ellerini,baktığı herşeyi.Sorun ne biliyor musun Ee...? Eğer sen zannettiğim adam değilsen,şu hayatta artık nefret edeceğim çok şey var demektir.Yürüdüğüm yollar,dinlediğim şarkılar,tenine değen güneş,seni sen yapan,senin sevdiğin herşey,ben dahil herşeyden nefret edeceğim.Ama devam edeceğim sevmeye çünkü insan devam eder sevmeye E. Bakışların bakışlarımı kucaklasaydı hiç değilse gözlerimiz sevgili olsaydı böyle uzaktan.Ben yinede dünyayı affedebilirdim. Merhem bulamadığım yaralarımın olmadığı anlamına gelmez ki.Benim yaram sensin hiç kapanmasını,bitmesini,sonunun gelmesini istemediğim en büyük yaram. Bu kadar kör olamazsın ,olmamalısın. Yıldızlara bakıpta hayalini kurduğum kişi giderse diğer herkes niye dursun ki..
EVET,SENİ SEVİYORUM !!
"Anlamın ortaya çıkışı kendiliğinden olmamıştır. Anlam denilen şey, insanlar tarafından yaralara merhem niyetine icat edilmiş ve anlam arayışı insanları ele geçirmiş, zihinlerini bulandırmış."
Hangi ilaç iyi gelir yürek yarasına,
Hangi merhem tüm kırılmışlıklarını onarır,
Hangi silgiler siler söz sıyrıklarını?
Özlemenin şifası var mıdır?
Ya hasretin?
İyileştiren sevgilere ihtiyacı var insanın,
Özellikle de şimdi, bu yaşlarda.
Seni tüm zaaflarınla, hatalarınla kabul eden,
Tüm korkularınla bilen,
Hesapsızca ve sorgusuz,
Şartsız ve
Gece inmiş şehre
Sadece şiir merhem olur gönlümün karasına şimdi.
Birbirine kırgın duvarlar, insanlar ve gölgeler
Şimdi ne yazsam da geçse kalbimin küsü?
Taş köprünün tam orta yerinde durdu. Artık biliyordu ki ne geriye ne ileriye hangi yöne adım atarsa atsın, karşısında hikayesini bulacaktı. Biliyordu ki görüp geçirdiği her bir acıyı ve her bir saadeti tekrar ve tekrar yaşayacaktı. Her kuşluk vakti ferahlayıp kanat çırpan yüreği, her akşam vakti sıkışacaktı. Yaşanan, yaşanılan ve aslolan tekerrürdü; ve tekerrürde hiçbir şey baki kalamazdı. Öyle ise dönüp durmalı halka diye düşündü. Nesim-i seherde tazelemeli yüreğimi, öğle güneşinde lime lime etmeli etlerimi, günbatımlarında bir bir toplamalı oraya buraya dağılmış parçalarımı, yıldızların altında tekrar ete kemiğe büründürmeli beni. Dönmeli ki ben, ben olmaktan çıkayım. Toprağa karıştığımda yabani bir ot olup boyvereyim; dönmeli ki otu alıp kaynatmalı başka başka insanlar; dönmeli ki şifa niyetine içsinler beni, hastalıklarına deva, yaralarına merhem olayım. Dönmeli ki ölümlerden hayat doğsun. Dönmeli ki başka başka demlerde, başka başka sıfatlarda vücut bulayım. Dönmeli ki her dem başka bir suret ile geleyim.
Halka dediğin dönmez ise
kendini yer bitirir;
Bir yılan ki
kuyruğunu ısırır.
Yılanın gözleri
işte bunu hatırlatır.
Salladığın el, sallandırdığın umutlar aslında elinde.
Elinde değil biliyorum,
Ve elimde değil sil baştan başlamak her şeye.
Kırıldık ve paramparçayız…
Hayallerimiz birikmiyor artık avuçlarımızda,
Avuçlarımız yangın yeri,
Avuçlarımız acı taşıyor,
Acılarımız merhem şimdi geçmeyen yaramıza…
Gül düşmüyor artık gülümseyişlerimizde yanaklarımıza,
Dönüşsüz yol düşüyor yar, aramıza.
Kurduğumuz düş üşüyor,
Çalmıyor bu son bakışlar kalbimizi ayrılığın cebinden,
Tüm mutluluklar yüzümüzde biraz hüzne çalıyor…
''...çekmek isterdim onun derdini ta mahşere dek
geçti bir taze ömür işte bakın aldanarak...''
(Faruk Şükrü Yersel)
Rabbim; hepimizi , yaralarla dalga geçenlerle değil de, derdimizi kendi derdi bilip merhem olanlarla karşılaştırsın...
şanslıyım, dostumsun..... Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın...
"Nereden çıktın bu vakitte"dememeli,
Bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında;
"Gözünün dilini"bilmeli;
Dinlemeli sormadan,söylemeden anlamalı...
Arka bahçede varlığını sezdirmeden,mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi
Günler öylece kendi kendine geçsin diye
Bir camın arkasında durdum
Bana dokunmasın hiçbir şey
Hiçbir şey yarama merhem olmasın
İyileşecekse , hiçbir şeysiz iyileşsin diye
Bir camın arkasında durup
Akan hayata ve zamana baktım...
iki çaresiz......dosta ihtiyacı olan varlık,biryerde birşekilde yolları kesişiyor ve birbirlerinin acılarına merhem oluyorlar,bir kedi ile bir insan neden dost olamasın,
Sokak Kedisi BobJames Bowen · Yabancı Yayınevi · 20131,222 okunma
ANNELER YAŞAYARAK ÖLÜRLER...
Annem...Türküleri seven,boynunu bükülü tutmayı hayattan öğrenmiş annem;
acılarını yattığı yatağa taşıyan,kimselere ümit beslemeyen kendi ümidini kendi doğuran annem,sana bu mektubu yakınında bildiğin ama uzakta yaşayan aciz bedenimle karalıyorum.Düşlerine yenik düşmüş,hayalleri hastalığı olmuş küçük bir kadın olarak