Evet gittim! Gittim evet! Affet beni...
Ama arkamdan deme sakın vefasız
çünkü kaçmak düşmüştü benim payıma alnımıza böyle yazılmış yazgımız.
Ne yaparsın hayat bu; çok acımasız.
Yakan ve yıkan
"onulmaz acılarla taçlanan!”
ki bu aşktır beni
günahların ve çılgınlıkların ortasına atan
Gözyaşlarım silebildi ancak
hasret öpücüğünün dağladığı
merhemsiz kalmış dudağımı.
Ve gittim!
Ey demirden ağır pamuk eteğini ruhlara savuran nazlı gök
Kuduz köpeklerin asırlık azığı kızıl toprak
Gidişlerin, silinmez kara kalemle yazıldığı yollar
Yüreklerin kolları kesik, dili lâl kızıl elması uzaklar
Kıldan ince bağ, merhemsiz yara, tutam tuz dostluk
Ve kalem, kış gelişinin sevinci, buzda kaymak ikilemi.
Ey tek elli alkışların sesi
Evet gittim! Gittim evet! Affet beni…
Ama arkamdan deme sakın vefasız
çünkü kaçmak düşmüştü benim payıma
anlımıza böyle yazılmış yazgımız.
Ne yaparsın hayat bu; çok acımasız.
Yakan ve yıkan
“onulmaz acılarla taçlanan!”
ki bu aşktır beni
Gitmekti Benim Payıma Düşen
Evet gittim! Gittim evet! Affet beni...
Ama arkamdan deme sakın vefasız çünkü kaçmak düşmüştü benim payıma alnımıza böyle yazılmış yazgımız.
Ne yaparsın hayat bu; çok acımasız.
Yakan ve yıkan
"onulmaz acılarla taçlanan!"
ki bu aşktır beni
günahların ve çılgınlıkların ortasına atan.
Gözyaşlarım silebildi ancak
hasret öpücüğünün dağladığı
merhemsiz kalmış dudağımı.
Ve gittim!
Varlığım hatırlansın diye bu yarım kalan eskiden gittim, kurtarmaya onurumu bilinmeyenlerle.
Evet gittim! Gittim evet! Affet beni..
Ama arkamdan deme sakın vefasız
çünkü kaçmak düşmüştü benim payıma
anlımıza böyle yazılmış yazgımız.
Ne yaparsın hayat bu; çok acımasız.
Yakan ve yıkan
"onulmaz acılarla taçlanan!"
ki bu aşktır beni
günahların ve çılgınlıkların ortasına atan.
Gözyaşlarım silebildi ancak
hasret öpücüğünün
Yine Zülfü Livaneli ve yine insanın iç dünyasının derinliklerinde dolaşarak mütemadiyen göz dolduran zaman zaman da tebessüm ettiren bir hikaye.
Gerçekte doğru olmayan birtakım eylemin kişinin insanı duyguları ile yoğrulduğu zaman haklı görüldüğü veya en azından mazur görüldüğü bir hikaye okuduk.
Biz her ne kadar kulak kapatıp göz de yumsak dünyanın farklı yerlerinde insanlar acı çekiyor, hayat mücadelesi veriyor ve sadece çok şanslı olan bir azınlık bu mücadeleden galip çıkabiliyor.
Hayatta kalmayı başarabilen tek tük insanlar da kendi toprağından sökülüp alışkın olmadığı iklime terk edilen, dalları koparılarak merhemsiz bırakılan bir çiçek misali her doğan günle birlikte biraz daha kan kaybediyor.
Bu hikayede de acıyı ve tatlıyı farklı karakterler arasında git gel yaparak, iki taraflı empati kurarak ve onların duygularını en insani tarafımızla hissederek edebi bir yolculuğa çıkıyoruz.
Kalemine sağlık ..