Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
312 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
“Delilerin en delisi.”
Birgün Ömer Naci ile karşılaşıyorlar (Yahya Kemal) Bâb-ı Âli'deki mekanların birinde Cağaloğlu'nda. Böyle bir sohbet arasında soruyor Yahya Kemal: “Ömer Naci Bey, bu İttihat ve Terakki nasıl bir heyettir, nasıl bir taifedir?” Ömer Naci cevap veriyor: “40 türlü mecnûndan mürekkep bir taifedir” diyor. 40 türlü mecnün, yani yarı deli. Yahya
Fedai: Cepheden Sehpaya Yakup Cemil
Fedai: Cepheden Sehpaya Yakup Cemilİlyas Kara · Çatı Kitapları · 200816 okunma
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI... Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
Reklam
Tarikat elinde esir olan çocuklar | Zincirleme bir suç organizasyonu
Değerli okurlar, Hepinizin bildiği gibi tarikat ve cemaatler yıllardır istismarlarıyla, sapkınlıklarıyla gündem oldular ve olmaya da devam ediyorlar. Bu sapkınlıklar gün yüzüne çıkınca, bazı kesimin yorumladığı: ''İslama yapılan bir karalama kampanyasıdır.'' şeklindeki tanımlar tamamen vicdansızlık ve densizliktir. Ortaya
Deniz Gezmiş'in Son Mektubu
Merkez Ceza evi Baba Mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben ne kadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum. insanlar doğar büyür yaşar ölürler, önemli olan çok yaşamak değil yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiç bir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de düşmeyeceğimden şüphen olmasın. Oğlun ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir, o bu yola bilerek girdi ve sonunun da bu olduğunu biliyordu. Seninle düşüncelerimiz ayrı ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil Türkiye'de yaşayan Kürt ve Türk halklarının da anlayacağına inanıyorum. Cenazem için avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim, Ankara'da 1969'da ölen arkadaşım Taylan Ôzgür'ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi lstanbul'a götürmeye kalkma. Annemi teselli etmek sana düşüyor, kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum, kendisine özellikle tembih et, onun bilim adamı olmasını istiyorum; bilimle uğraşsın ve unutmasın ki bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir. Son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir, seni annemi abimi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşi ile kucaklarım. Oğlun Deniz Gezmiş
Sayfa 436 - Can Sanat Yayınları 1.Basım Kasım 2014 İstanbulKitabı okudu
Matem içinde iki sene geçti. Tulu, hükümet naibi olarak Karakurum’da ikamet ediyordu. Fakat süresi sona erdiğinden, Cengiz Han’ın arzusuna uygun olarak yeni bir hakan, bir imparator seçmek için, prensler ve kumandanlar Gobi’ye döndüler. Cengiz Han’ın isteğine uyup, miraslarına sahip çıkarak reislerinin kralları haline geldiler. Şimdi Han’ın en
Almanya tehlikeli bir ülkedir. Sosyalizm maskaralıklarının orada alıp yürümesi yarın Almanya’yı yeni gelişmelerin eşiğine atacaktır. Adolf Hitler durup dururken değil, büyük ve kültürel bir millete karşı İngiltere ve Fransa’nın ahmakça siyasetleri yüzünden ortaya çıkmıştı. Bugün de başka bir Adolf un, Adolf von Thadden’in başkanlık ettiği
Reklam
Merkez ceza evi
İnsanlar doğar büyür yaşar ölürler, önemli olan çok yaşamak değil yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum benden evvel giden arkadaşlarım hiç bir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de düşmeyeceğimden şüphe olmasın. Oğlun ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir, o bu yola bilerek girdi ve sonunun da bu olduğunu biliyordu.
Sayfa 436
-1- 1. Sâkî getir ol bâdeyi kim mâye-i cândır, Ârâm-dih-i akl-ı melâmet-zedegândır. 2. Ol mey ki olur saykal-ı dil ehl-i kemâle, Nâ-puhtelerin aklına bâdî-i ziyândır. 3. Bir câm ile yap hâtırı; zîrâ dil-i vîrân, Mehcûr-ı harâbât olalı hayli zamandır. 4. Sâkî! İçelim aşkına rindân-ı Hudâ’nın, Rindân-ı Hudâ vâkıf-ı esrâr-ı
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
İKİNCİ BASIMA ÖNSÖZ Türk Ülküsü'nün bu ikinci basımı, birincisine göre oldukça değisiktir. İlk basımdaki tarihe ve kalem mücadelesine ait yazılar bırakılmış, doğrudan doğruya ülkünün türlü konularını ilgilendiren yazılar alınmış ve bunlara yine ülkü ile ilgili yeni yazılar eklenmiştir. İlk basımda bulunup da ikinci basımda
Reklam
3. BÖLÜM Şaşkın Beşer ve 25 Şeker
Bu bölüme aşağıdaki sorulara yanıt vererek başlayalım. Kısa sürede yanıt bekleniyor: 1) Türkçe’de birinci harfi ‘k’ olan sözcüklerin sayısı mı daha fazladır yoksa üçüncü harfi ‘k’ olan sözcüklerin sayısı mı? 2) 8x7x6x5x4x3x2x1 çarpımının sonucu aşağı-yukarı kaçtır? (Unutmayalım: Hemen yanıt verilmesi bekleniyordu ve burada zeka ölçülmüyor. Rahat
Mazlumların Avukatı Halit Yolcu ORTAOKUL SON SINIFA geçtiğim yaz tatiliydi. Yıl 1964. İmam hatip öğrencisi Mustafa Gümüş’ün mahkemesini izlemek üzere Tokat’a gitmiştik. Duruşmadan sonra çarşıda gezerken bir dükkânın camında “Tokat Sabah Postası” isimli gazetenin manşeti gözüme ilişti. Manşette Mustafa kardeşimizin o günkü mahkemesi bahane