Proust ile geç de olsa tanışmamı sağlayan bu kitap Kayıp Zamanın İzinde serisinin ilk kitabı. Kitap anlatıcının (yazar/kahraman) bazı nesne, mekan ve duyular dolayısıyla anımsadığı çocukluk dönemine giderek; çocukluk döneminin kimi evrelerinden ve bu dönemle bağlantılı kişilerden bir anlatı sunuyor. Öyle bir anlatı ki; kitabı okuduğunuz oda kurgusal bir şehir olan Combray’de bir eve; anlatılan kişi, duygu ve olaylar ise her ne kadar -kronolojik bir sıralama olmaksızın- 1870-1910 civarı Fransa’sında geçse de çok tanıdığımız, bildiğimiz şeylere dönüşüyor. Kitabı okumaya ilk başladığınızda yazarın diline öncelikle bir yabancılık çekseniz de yazarın edebi, görsel ve belki de fotoğrafik zekası ve yeteneği ilerleyen sayfalarda sizi kendine çekiyor. Bu ilk kitap ile kayıp zamanda bir yolculuğa çıkaran Proust’un usta yazarlığı serinin ikinci kitabını hemen okuma isteği uyandırıyor.