Herkese merhabalar. İncelemeyi haftalar öncesinde yazıp paylaşmayı unutmuşum. Slav edebiyatından "Murişa"nın yorumu ile geldim.
Slav edebiyatından daha önce "O Gece Gördüm Onu"yu okumuş ve oldukça beğenmiştim. Murişa'nın konusunu da "O Gece Gördüm Onu" ile benzer bulmuştum. Ama "Murişa"yı, "O Gece Gördüm Onu" kadar sevdiğimi söyleyemem.
Murişa'da, yirmi dört yaşındaki genç mühendis Julian Spransky'nin etrafında şekillenen bir hikaye anlatılıyor. Julian, bir aile trajedisinin ortasında kalmış bir çocuk. Annesi babasını terk edip giderken Mur Nehrinde boğuluyor ve babası da bu olay üzerine aklını yitiriyor. Dolayısıyla bu durum Julian üzerinde, nehre düşmanlık gütme şeklinde kendini gösteriyor. Mur Nehri ile mücadelesini hayatının merkezine alan Julian'ın hayatına bir de aşk dahil oluyor; Zinaida. Birinci Dünya Savaşı'nda ortalık ateş yeriyken biz de Julian'ın içindeki ateşi okuyoruz.
Kitabın içine girmekte biraz zorlandım. Ama bu durumu, kitabı yazın okumamla bağdaştırabilirim. Çünkü yazın gidip de sahilde okunabilecek bir kitap olmamasına rağmen ben de tam olarak bunu yapmaya çalıştım. Kitapların mevsimi mi olur diyeceksiniz belki ama, Murişa tam da bir kış kitabı. Battaniyenin altında, sıcak içeceğinizi yudumlayarak okuyacağınız bir kitap.
Farklı ülke edebiyatlarını merak ediyorsanız Murişa'yı da tercih edebilirsiniz. İyi okumalar dilerim.
MurişaFeri Lainscek · Dedalus kitap · 201919 okunma
''Yaşadığım İstanbul'' kitabı ile tanıştığım Selim İleri'ye sahaflardan görüp aldığım ''İstanbul Mayıs'ta Bir Akşamdı'' ile devam ediyorum.
Kitaptan birçok konu hakkında farklı bilgiler edindim. Yani verimli bir okuma sürecinden çıktığımı söyleyebilirim. Kitap 'bence' okuması zor ya da
Yorumunuz ne kadar doyurucu ve bilgilendirici. Kitabı alacağım hakkında bilgi edinirken yorumunuza rastladım. Yorum başlı başına kitapçık olmuş👏
Teşekkür ederim sayenizde kitabı satın alacağım.
Nice okumalarınız olsun 🪻
Nahit Hanım'ın değindiği 'tek sevgili' Samet Ağaoğlu'nun andığı o platonik sevdanın kahramanı olabilir mi? Nahit Hanım ''Nuran oydu'' diyordu, ''Yaz Yağmuru'' öyküsündeki genç kadın da oymuş... İz sürersek, Aydaki Kadın'ın da o olması gerekecek. Hep aynı aşk. Mümkün mü?
Sanmıyorum. Huzur'dan Aydaki Kadın'a giden yol epey uzun ve sarp. İzlek bütünlüğü bir yana, Huzur'la Aydaki Kadın arasında çok belirgin bir anlatım, üslup farkı söz konusu. Böylesi bir dönüşümde en saplantılı bir aşk bile başkalaşır gibime geliyor...
Sayfa 108 - Everest Yayınları, 2. Basım, Şubat 2014Kitabı okudu