Beynimiz hiç kimsenin göremeyeceği, dokunamayacağı veya duyamayacağı bir dünya inşa etmektedir. Ya da Budist öğreticilerin de bazen dediği gibi, "Gerçek, yolları olmayan bir ülkedir."
Çoğu insan güçlü anıları tekrar tekrar oynatabildiğimiz ve gözden geçirebildiğimiz anlık görüntüler veya video klipler olarak düşünmekte ve anılarımızın, geçmişin gerçek bir temsili olduğunu varsaymaktadır.
Ancak yakalanan bu anılar aslında tüm hayatımız boyunca revize edilmektedir. Bir bellek konsolide edildikten sonra (kodlanıp amigdalamızda ve hipokampusumuzda depolandıktan sonra) bile konsolide şekilde kalmamakta, beynimiz bu anıları yeni bilgi ve deneyimlere dayanarak zamanla yeniden yazmaktadır. Bir çocukluk çağı olayını her hatırladığımızda, bu olaya dair anı kararsız bir yapıya dönüşmekte veya olanlarla ilgili neyi nasıl hatırladığımızdaki değişikliklere karşı duyarlı hale gelmektedir.
Öngörülemeyen Kronik Toksik Strese maruz kaldığımızda, incitici veya aşağılayıcı bir kişiyi veya olayı hatırlamak bile daha önceki acıyı canlı ayrıntılarla yeniden yaşamımıza ve benzer bir derin korku tepkisini tekrar deneyimlememize neden olabilmektedir. Bu stresi yeniden yaşamak istemesek de çoğu zaman en kötü hatıralarımız en çok hatırladıklarımızdır.
Gençken ne yaşanmış olursa olsun, hassasiyetiniz ne olursa olsun, beyninizi rehabilite etmek ve stres tepkinizi azaltmak için yola çıkarsanız, bunu başarma şansınız oldukça yüksektir.
Georgia, "Ailedeki her olumsuz duyguyu içselleştirdim. En sonunda kendimi korumak için, sensörlerimi kapatamasam bile kendimi kapatmayı öğrendim,"
"Bir insan ne kadar becerebilirse o kadar görünmez olmak için her gün bilinçli olarak çaba harcıyordum."
Duyarlılık Genine veya Stres Hassasiyet Genine sahipseniz ve olumsuz çocukluk deneyimlerinden payınıza düşenle yüzleştiyseniz, duygusal açıdan tetikte bir stres tepkisi geliştirmiş olmanız daha olasıdır. Böyle bir durumda, hayatınızın akışı çok daha fazla zorlukla dolabilmektedir. Örneğin, önünüze bir araba kırdığında veya ofisteki biri fikrinizi eleştirdiğinde ya da karanlikta karşınıza bir şeyler çıktığında, kaygı ve korku hissetme olasılığınız daha yüksek olabilir. İçinizde bir yerlerde, güvende olmadığınıza dair bir his yükselebilir. Hayata karşi verilen bu artmış tepki, nöroinflamatuar aktiviteyi uyararak stres sistemimizi sürekli olarak canlı tutar. Bu da zararlı sinirsel iltihaplanmaya ve strese daha fazla tepki vermeye, hatta muhtemelen hastalıklara sebep olmaktadır.
Çocuklar, karşılaştıkları güçlükleri saklamaları gereken bir "sır" olarak gördüklerinde, evlerinin içinde olanları dışarıdaki bir yetişkine açıklamaları veya kendi işlevsiz ailelerinin sınırları dışında bir yardım veya destek aramaları olası değildir. Ve dışarıdan destek olmadan, Olumsuz Çocukluk Deneyimleri daha ağır bir fiziksel bedele mal olacaktır.
Neden bazıları diğerlerinden daha fazla acı çeker?
"Bir anne veya babayı denklemden çıkarırsanız, acı ve umutsuzluğa neden olursunuz. Ama on seferden birinde, bu çaresizliğin içinden önlenemeyen bir güç çıkar."
Neden bazıları diğerlerinden daha fazla acı çeker?
Çocuklarım küçükken Fil adını verdiğimiz, bir filin sırtına tahtaları dizerek kule inşa ettiğimiz bir oyun oynardık. Parçalarınızı dikkatlice yerleştirmezseniz kule tehlikeli bir şekilde sallanmaya başlar ve devrilirdi.
Öngörülemeyen, erken strese maruz kalan bir çocuk ol mak, sallanan bir yük taşıyan bir fil olmaya benzemektedir.
Erken dönemde çok fazla aşınma ve yıpranma yaşamak, daha sonraki zorluklara dayanmayı zorlaştırabilmekte ve içsel bir direnci içsel bir refah ve sağlamlık duygusunu bulmak çok daha zor olabilmektedir.
Neden bazıları diğerlerinden daha fazla acı çeker?
Genel olarak konuşursak, bir çocuğun Olumsuz Çocukluk Deneyimleri puanı ve allostatik yükü arttıkça, yüksek seviyede fiziksel ve sinirsel iltihaplanma yaşama ihtimali de o kadar artar. Eninde sonunda, beden ve beyin bu erken duygusal acı için çok büyük bir fiziksel bedel ödeyecektir.
İnsanlık tarihi davetsiz misafirleri sevmezdi; kahramanlarını kendi seçer, ne kadar usandırıcı bir çabaya girerlerse girsinler hakkı olmayanları acımasızca geri çevirirdi; talihin ilerlemekte olan arabasından bir kez düşen kişi, arabaya bir daha yetişemezdi.
Sayfa 48 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Onunla kimsenin konuşmadığı, onu kimsenin görmediği, duymadığı, arzulamadığı yalnızlığı sırasında çirkinleşmiş, sersemlemişti, çaresiz kalmış ve mutsuz olmuştu. O ancak yaşamın içinde canlanırdı, yalnızlıkta çöküp gölgeye dönüşürdü.
Sayfa 33 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu