Ait olduğum kesimin normlarını ve kalıplarını boş bulduğum için artık ne kendimden ne de başkalarından utanıyorum. Onur, suç, günah gibi kavramlar bir anda soğuk, metali bir tını kazandı, bunları dehşete kapılmadan telaffuz edemiyorum artık.
Stefan Zweig eseri. Başlarken neyle karşılaşacağımı tahmin etmemiştim. Ama son sayfayı da çevirip kitabı kapattığımda kitaptaki adam gibi uzun süre boşluğa baktım.
Ana karakterin yerine çevremdeki insanları koydum, bazen de kendimi. Onun üzüntüsünü, hayal kırıklığını, yalnızlığını ve gerçekten kalbinin çöküşünü hissettim. Başta anlam verememiştim ama karakter kendini bir yerden sonra size öyle bir açıyor ki onu anlayıp ona acımaktan başka bir şey gelmiyor elinizden.
Bir babanın ailesi için elinden gelenin fazlasını yapıp onlara eksiksiz bir hayat sunarken kendisini harcaması, kendisini yok sayması ve bunun karşılığında onlardan gördüğü davranışlar. Gerçekten yıkıcı bir etki bıraktı bende. Hayatta varlığımızla, mutluluğumuzla mutlu olan, bizim için çabalayan insanlara hak ettiği gibi davranmaktan kaçınmamalıyız. Onların varlığının değerini bilip bunu onlara hissettirmeliyiz. Bütün bunları fark ettiğimizde her şey için geç olmaması dileğiyle...
Bir Kalbin ÇöküşüStefan Zweig · Venedik Yayınları · 202116,5bin okunma
Bir kalbi derinden sarsmak için kader her zaman sillesini vurmaya, güçlü darbesini indirmeye gerek duymaz; aksine kaderin insan hayatına müdahale etmek için duyduğu karşı konulmaz isteği, sıradan bahanelerle meydana gelen yıkımları körükler.
Kısa sürede bitirdiğim bir kitap oldu. O kadar sürükleyici bir kitaptı ki okurken çok büyük keyif aldım.
Stefan Zweig kitaplarında genel olarak bir merak unsuru hakim fakat
Amok Koşucusu gerçekten bir başkaydı benim için.
Kısa bir kitap olmasına rağmen çeşitli duyguları sık sık tetikliyor ve özellikle sona yaklaştıkça sinir ve üzüntü içinde kaldığım bir kitap oldu. Uzun zamandır bir kitaba bu kadar duygusal yaklaşamamıştım, bunun için çok üzülüyordum. Kitabın sonlarına yaklaşırken gerçek hayatta da uzun zamandır hissetmediğim duyguları yaşadım. Bir dönüm noktası gibi kitapları daha iyi daha duygusal kavramamı sağladı diyebilirim. Amok Koşucusu, seni unutmayacağım...
Amok KoşucusuStefan Zweig · Venedik Yayınları · 2019111,1bin okunma
- Amok'un ne olduğunu biliyor musunuz?
+ Amok mu? Galiba hatırlıyor gibiyim. Malezyalılarda bir tür sarhoşluk.
- Sarhoşluktan öte bu... Delilik, insanın öfkeden gözünün dönmesi gibi bir şey... Hiçbir alkol zehirlenmesiyle kıyaslanamayacak kadar korkunç ve dehşet verici bir saplantı...
Açıklanmayan tek şey aşk: En büyük sayrılık ve en büyük sağlık.
Günü tam gelmemiş olarak bir yanını gizleyen duygu.
Denetçi anlamaz, tarihçi atlar, terzi bir araya getiremez, sanatçı elden kaçırır.
Kitabı neredeyse bir saatte okudum. Kısa, çerez tadında bir roman (biyografi) okumak isteyenler tercih edebilir.
Yalın Tutku kitabın arkasında da belirtildiği üzere bir kadının evli bir adamla yaşadığı ilişki ve ona olan tutkusuyla yaptıkları. Bir tutku için yaptıklarından, insanın her şeyi yapabilmeye gücünün olduğu kanısına varıyor karakter.
2022 Nobel Ödülü almış olması kitaba başlarken beklentilerimi yükseltmişti fakat sanırım bu ödüller artık çok önemli eserleri simgelemiyor. Kötü bir eser değil anlatımı okuyucuyu içine çekiyor ama ödül almasından doğan doğal bir beklentim vardı onun altında kaldığı için içim buruk kaldı.
Tercih edeceklere keyifli okumalar diliyorum.
Yalın TutkuAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20223,866 okunma
Kendini ortadan kaldırmak öyle açık ve öyle basit bir iş gibi görünür ki! Niçin o kadar nadir bir şeydir bu?Niçin herkes bundan kaçar? Çünkü, her ne kadar akıl yaşama iştahını yok saysa da, fiiliyatın sürmesine neden olan hiçlik bütün mutlaklardan üstün bir kuvvettedir; ölümlülerin ölüme karşı sessiz ortaklıklarını izah eder; yalnızca varoluşun simgesi değil, varoluşun ta kendisidir bu hiçlik; her şeydir. Ve bu hiçlik, bu bütün, hayata bir anlam veremez, ama hiç değilse hayatı, olduğu hal içinde sürdürür: Bir intihar etmeme hali.