merve

yalnız kalmaktan korktukça yalnızlığım artıyor.
Reklam
Askeri düzenin hedefi 12 Eylül öncesinde var olan kargaşalık (buna "anarşi" deniyordu) durumuna son vermekti. Cuntanın varsayımına göre kargaşalık, 1961 Anayasası'nın sağladığı "aşırı" özgürlüklerinin bir sonucuydu.
Sayfa 276Kitabı okudu
15 mayıs sabahı yunanlılar izmir'e çıktılar. bir yunan birliği kordon boyunda yürümeye başladı. konak meydanı'na geldiğinde hasan tahsin (asıl adı osman nevres) birliğin başında yürüyen sancaktarı vurdu, kendisi de orada vurulup öldü. hasan tahsin eski teşkilat-ı mahsusacı bir silahşördü. balkan devletlerinin ittifak kurmaları için çalışmış olan ingiliz buxton kardeşleri romanya'da vurup yaralamıştı. hasan tahsin kendini feda ederek, herhalde, silahlı mücadeleden başka yol olmadığını anlatmak istemişti. fakat yunan askeri onu orada öldürmekle kalmadı. her türlü disiplini bir yana atarak, izmir'in müslüman mahallelerine daldı, iki gün süreyle her çeşit rezaleti yaptı. o günler de 2000 kadar türkün öldürüldüğü öne sürülmektedir
Sayfa 124Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
ister yakin olsun ister temel, birinci dunya harbi'nin cikisini aciklamaga calisan bu kadar cok nedenin bulunmasi, bunlarin hicbirinin tek basina "gercek" neden olmadiginin en guzel kanitidir. belki de birinci dunya harbi bunlarin hepsinin bir karisimi ya da bunlar arasinda etki-tepki iliskisi ile aciklanabilir.
12 Mart 1971 Darbesi
Askeri muhtıra, yurdu saran anarşi, kardeş kavgası ve sosyal huzursuzlukların yurdu çıkmaza sokmasını, Atatürk'ün hedefi olan çağdaş uygarlıktan uzak düşürmesini ve anayasanın öngördüğü reformların uygulanmamasını, müdahalenin ana sebepleri olarak belirtmiştir. Açıkçası muhtıra gerçekleri yansıtmaktan çekinmiş, bunun yerine basmakalıp fikirleri tekrar etmiştir. Silahlı Kuvvetler'in partilerüstü bir mevkide bulunduğunu ileri süren muhtıra, ordunun kanunların kendisine verdiği "Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamak" vazifesini yerine getirmek üzere idareyi ele almayı kararlaştırdığını beyan etmiştir. Ama 27 Mayısçılardan farklı olarak asker iktidarı fiilen eline almamış, "teknokrat" bir hükümetin başına Prof. Nihat Erim'i getirerek 8 parti üyesi ve 14 kişilik bir grupla hükümeti oluşturmuştur. Sekiz ay iktidarda kalan ve eski parlamento ile çalışmak zorunda kalan teknokratlar kabinesi sonunda istifa etmiştir.
Sayfa 204Kitabı okudu
Reklam
Reklam
170 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.