Bin yıllık bahar toprağının üstüne oturduk, diyordu türkü. Yüz bin yıllık aşka geldik. Toprak kadar eski. Aşkta buluştuk ölümde buluştuk, yüz bin yıllık bahar toprağının üstüne oturduk. Aşka geldik. Ala kanımız biribirine karışacak, karıştı diyordu. Ve türkü uzuyor, uzadıkça uzaklaşıyordu.
Meryemce uyudu, türkü uzaklara gitti. Usul usul, bir bebek gibi soluk alıyordu.