KÜÇÜKLÜĞÜMDE BİR ARKADAŞIM vardı. Ne doğuştan
zeki biriydi, ne de ayrıcalıklı bir zümreden geliyordu; ama
tanıdığım en çalışkan çocuktu. Bu tür insanlardan öğrenecek
çok şey vardır; çünkü başarıya giden yolun her santimine dair
görüşleri birebir yaşayarak oluşmuştur.
Ergenlik dönemimizde bu arkadaşının bütün hayali ve
hayatının misyonu doktor almaktı. Şansın ona karşı olduğunu
söylemek, merhametli davranmak olur. O sırada makul
düşünen tek bir kişi bile, bunun olası olduğunu düşünmezdi.
Ama o zorladı. Ve sonunda -sınıf arkadaşlarından on yaş
daha büyük olsa da- doktor çıktı.
Sıfırdan başlamak, tıp fakültesinin zirvesine giden yolu
buldozerle geçmek ve bütün olasılıklara karşın, en asil mesleklerden
birine ulaşmak sizce ne kadar tatmin edicidir?
Birkaç yıl önce konuştuk. Aramızdaki konuşma şöyle geçti:
Ben: "Uzun zamandır konuşmuyoruz! Nasılsın . . . nasıl gidiyor?"
0: "Berbat kariyer:'
Ben: "Haha, peki . . . nasıl yani? . . . :'
0: Berbat bir kariyer, arkadaş . . . "
On dakika boyunca böyle devam etti. İşin stresi ve uzun
mesai saatleri onu bitirmişti. Onbeş yıl önce bugün bulunduğu noktaya ulaşmak için ne kadar istekliyse, bugün aynı oranda
hayal kırıklığına uğramış görünüyordu.