Birçok Tıbbiyeli gibi o da gönüllü sürgünü seçecek ve Avrupa'ya gidecektir. Buradaki Jön Türklerin Cenevre Grubu içinde ihtilalci söylemleriyle sivrilir. Doğrudan iktidar değişimini savunduğu görüşleriyle dikkat çeker ve şöhret kazanır. Özellikle "Ahali Hakimliği" projesi ve "Şart" adını verdiği anayasa taslağı ile "batmakta" olan devleti "kurtarmak" amaçlı geçici bir meşruiyet anlayışından ziyade, kurumsal manada bir anayasal monarşi tesis etmek niyetinde olduğunu ortaya koymuştur. Bu kısmı çok önemlidir; zira Jön Türklerin birçoğunun anayasa, güçler dengesi, parlamenter sistem gibi siyasi mekanizma ve kavramlar hakkında pek bir fikri yoktur. Abdülhamit'e muhalefet etmekte ve Batı'da gördükleri bu kavram ve mekanizmaları modern addettikleri için ülkenin sorunlarına ilaç addetmektedirler. Ancak bir kez iktidara geldiklerinde bunları nasıl uygulayacakları hususunda hiçbir fikirleri yoktur, Şevket Süreyya Aydemir'e göre, II. Meşruiyet'in bunların elinden çıkıp eli silahlı bir avuç genç komitacı subayın eline geçmesinin en önemli nedeni bu nadanlıktır.
Danesten (bilmek), Danışman kelimesi de aynı fiilden türemiştir ve aslı "danişmend"dir.