Ve oratoryo... Nasıl başladı biliyor musunuz? Sahnenin en önün­deki bir metronomun vuruşlarıyla başladı. Tam 37 vuruş, 37 can, geldi yüreğimize yerleşti.
Ve Sivas’taydı ..
Ortaçağ'da değildi.Yüzyıllar önce değildi... On yıl önce, 1993'teydi.
Reklam
Metin Altıok'un son dizeleri hala kulağımda: "Bir yarım umuttur elimizde kalan, ! Göğüslemek için karanlık yarınları."
Sürgün’den
"Heybesinde yılan işaretleri/ baldıran zehiri yüzüğünün içinde/ ve yanında kav taşıyan ben/ tekinsizim size göre/ ibret için yakılması gereken."
Reklam
Yalnızlık
Yalnızlık belki de gece yarısı Işık sızan bir penceredir ama, Kimi zaman da bozkırda Çıplak dağlarda, Yerde yatan bir taştır Yorgun ağırlığıyla.
Bu kekre dünyada yazık geçit yok aşka; Bir şey yok paylaşacak acıdan başka.
Günlerden 2 Temmuz'du. Sivas'ta, Pir Sultan Abdal Şenlikleri'nde, aralarında şairlerin, yazarların, sanatçıların bulunduğu 37 kişi, 37 insan, "cihat çağrısı" yapan, şeriat yanlısı yobazlarca Madı­mak Oteli'nde yakılarak öldürüldü. Gericilerin şiddet gösterisi katliamla sonuçlandı. Ortaçağ' da değildi. Yüzyıllar önce değildi ... On yıl önce, 1993'teydi.
Sayfa 21
Bize derin insani değerleri hissettiren şairler ölümsüz değil midir zaten?
Reklam
Ben derim ki; Ömrüm, ömrüm! Mumlar neden eriyip sönerler de Tersine doğru yanmazlar Uzayarak yeniden Ve insan doğmak ister mi Bir daha ölmek için?
Ancak bütün tartışmanın ötesinde ayan beyan ortaya çıkan bir başka gerçek var: O da Sivas yangınının 1 O yıl sonra hala söndürülemediği... Öyle bir yangın ki bu, koru bile elini uzatanın elini yakıyor.
Metin Altıok'un son dizeleri hala kulağımda: "Bir yarım umuttur elimizde kalan,! Göğüslemek için karanlık yarınları."
Sayfa 24
Canileri korumak, mağdurları tahrikçilikle suçlamak, bir katliam otelini kebapçı yapmak. .. asıl bunlar "devlete küfür" sayılmalıdır.
Sayfa 20
Bir yarım umuttur elimizde kalan Göğüslemek için karanlık yarınları
Resim