Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Olalla Kitap Yorumum - Ayturkokur
Olalla
Merhaba hemen konuya geçelim, bu kitabı incelerken çok heyecanlandım. Yorumlarımı okuma esnasında hissettiklerime göre düzenliyorum ve aktif bir inceleme oluyor. Bu şekilde hisler ve okuduklarım daha çok aklımda kalıyor.
Olalla harika bir kitap, yazar tüm hikayeyi detaylarla işlemiş ve okur bunu net bir şekilde hissediyor. Gotik bir hikaye ve vampir eklemeleri ile tam benlik bir metin olmuş. Karakterimiz bir subaydır, hava değişimi nedeniyle kendini toparlaması için ücra bir yerde olan konağa gönderilir. Konakta akla hayale sığmayacak olaylar oluyor. Konağın pencereleri kapalı rüzgarın uğultusu pencereleri gıcırdatıyor, rüzgarın uğultusu duyuluyor. Bunu hissedebilmek harika bir duygu, kitap gotik metin sever dostlarım için fazlasıyla yeterli. Bir oda içerisinde kapalı kalan bir kadın, sürekli şömine yanında ısınan ev sahibi, delirmiş bir erkek kardeş (oda içerisinde bulunan kadının kardeşi) hikayeyi nefes nefese okumanızı sağlıyor.
Beni en çok etkileyen bölüm ise rüzgarların ses çıkardığı ve koridorda ağlama sesleri duyulduğu kısımdı hayranlıkla okudum. Karakterimiz konağa geldiği anda, konakta bazı olayların olduğunu anlar ve metinin aktardığı heyecan zirveye ulaşır. Kitap ince olması nedeniyle bir oturuşta okunabilir, ince ve son derece çarpıcı.
Ben çok severek okudum ve seveceğinizi düşünerek gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirim. Keyifli okumalar dilerim.
İçinde yer yer güzel alıntılara sahip olan ama genel anlamda konu bütünlüğünü beğenmediğim bir kitap oldu. Yinede okunulan her kitabın insana bir şeyler kattığı düşüncesindeyim.
Romanın ana karakteri olan Galip, ünlü bir yazar olan Celâl Bey'in yeğenidir ve kaybolan karısı Rüya'yı aramaktadır. Galip'in arayışı, sıradışı karakterlerle dolu İstanbul'un derinliklerine doğru bir yolculuğa dönüşür. Kitapta, İstanbul'un labirent gibi sokakları, çeşitli kesimlerinden karakterler ve Türkiye'nin toplumsal yapısına dair gözlemler ustaca işlenir.
Pamuk, "Kara Kitap"ta gerçeklik ile hayal arasında ince bir çizgi kurar. Okuyucuyu, karakterlerin iç dünyalarında gezinmeye ve onların karmaşık ilişkilerini anlamaya davet eder. Ayrıca, kitapta yer alan postmodernist yaklaşım ve metin içi metin tekniğiyle de edebi bir derinlik sunar.
Kitabın dil ve anlatımı oldukça etkileyicidir. Pamuk, okuyucuyu hikayenin içine çekmek için zengin bir dil kullanır ve çarpıcı görsel tasvirlerle İstanbul'un büyüleyici atmosferini aktarır. Ayrıca, kitapta Türk toplumunun çeşitli yönleri de ele alınarak derinlemesine bir analiz sunulur.
"Kara Kitap", Orhan Pamuk'un edebi yeteneğini ve entelektüel derinliğini gösteren önemli bir eserdir. Roman, karmaşık bir yapıya sahip olsa da, okuyucuyu içine çeken ve düşündüren bir okuma deneyimi sunar. İstanbul'un büyüsüne kapılmak isteyenler ve edebiyat tutkunları için kesinlikle tavsiye edilen bir kitaptır.
Editör 'den
Altı Yaşındayız!
Bundan altı yıl önce Nisan 1999'da yayın hayatına başlayan E Aylık Kültür ve Edebiyat Dergisi, Mart 2004 sayısı ile beşinci yılını dolduruyor. Dergilerin çıkarılmasında pek çok kişinin emeği geçer. Adnan Özer'in Genel Yayın Yönetmenliği ile başlayan bu koşuda, bayrağı ondan Hasan Öztoprak aldı, şimdi de ben ve
Şiirlerden Seçkiler
Usta şairlerin şiirlerinden bir seçki.
İlkokul ve ortaokul öğrencilerinin keyifle okuyacağı şiirler; Atatürk, millet, anne ve doğa sevgisi konuları başta olmak üzere hayatın içine manzaralarla karşımıza çıkıyor.
Buna benzer antoloji çalışmalarının çocuk edebiyatını zenginleştirip çocuk ve gençlerde edebi zevki artıracağını ön görüyorum.
Okurun hayatın işlevini sorguladığı, kimi zaman Tanrı rolüyle can aldığı, kimi zamanda yazar kimliğiyle bir karaktere can verdiği, dünya yorgunu insanların yaşantılarına konuk olduğumuz on iki öykü var Maskeli Timsahlar Kongresi'nde. Her öyküsü ile çarpıcı, kullandığı üslup ve teknikle okurunu öykülerin içerisine çeken Barlas Özarıkça, edebi bir haz yaşatıyor. Gerçek ile hayalin birbirine karıştığı, her karakterin kendi hayatındaki davanın peşinden gittiği, tarihin başına ve devamındaki akışına şahitlik eden öyküler. Aralarından en çok İtirafın Savcısı, Maskeli Timsahlar Kongresi, Peri Otel Cinayetleri, Tepe, Seyfi-Tek Elle Alkış, Işığın Beyi ve Ham ile Hamsi öykülerini sevdim.
Barlas Özarıkça, öykü metni kadar şahsi hayatı ve edebi cemiyetten tanıdığı kişilerle de dikkat çekiyor. İsmen veyahut okuduğumuz eserleriyle aşina olduğumuz isimler. Hasan İzettin Dinamo, Tahir Alangu, Macit Gökberk, Nermi Uygur, Konur Ertop, Asım Bezirci, Doğan Hızlan, Nezih Araz, Selahattin Hilav, Şükran Kurdakul, Memet Fuat, İlhan Selçuk, Çetin Altan, Haldun Taner, Mustafa Ekmekçi, Mehmet Kemal, Tarık Dursun, Demir Özlü, Adnan Özyalçıner, Cemal Süreya, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Attila İlhan, Necati Güngör, Erol Toy, Selim İleri, Metin Cengiz, Eray Canberk, Tomris Uyar, Adalet Ağaoğlu, Oğuz Atay, Yusuf Atılgan, Salâh Birsel, Hilmi Yavuz, Faruk Şuyun, Enver Ercan, Metin Celâl... Özellikle yazarın Oğuz Atay'ın kuşağından oluşu ve Oğuz Atay ile Yusuf Atılgan'ın yakın arkadaşı oluşu dikkatimi çekti. Gerek güçlü öyküleri gerekse edebi yaşantısı ve tanıkları ile referansı güçlü bir öykü metni Maskeli Timsahlar Kongresi, tavsiyemdir.
