Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Okumamizin temel nedeni
Herkes öyleymiş gibi davranıyor ama okumak bedava bir eylem değil. Kitap ücreti falan bir yana, okuduğunuz zamanın maddi bir karşılığı var ve fakir memleketlerde çoğu kimse o karşılığı ödeyemez. Dahası, fakir memleketlerde günlük çalışma koşulları da ağır ve uzun olduğu için, insanlar okumak için gerekli mental rahatlığa da erişemez. Tüm
Kişilik testi
Görselde gördüğünüz ilk şey karakterinizi açıklıyormuş... KURBAĞA Eğer ilk olarak kurbağa gördüyseniz, bu sizin genellikle metodik özellikler sergilediğinizi gösterir. Karar verirken zaman ayırır ve her açıyı düşünmeden eyleme geçmekten kaçınırsınız. Sabırlı bir yapınız var ve karmaşık görevleri sakinlikle yerine getirebiliyorsunuz. Bu kişilik türü, araştırma veya yüksek analitik beceri gerektiren roller gibi sabır ve ayrıntılara odaklanmayı gerektiren ortamlarda başarılı olurlar. Güvenilir ve sorumluluk sahibi olmanız nedeniyle genellikle güvenilir olarak kabul ediliyorsunuz. AT Eğer görsele baktığınızda ilk olarak at gördüyseniz bu sizin genellikle hızlı düşünme özelliğine sahip olduğunuzu gösterir. Ani değişimlere çabuk uyum sağlarsınız ve kısa sürede çözüm üretebilirsiniz. Aynı zamanda durumları şimşek hızında analiz etme ve güvenle karar verme yeteneğine sahipsiniz. Bu tür bir kişilik, hızlı tempolu ortamlarda veya hızlı karar vermeyi gerektiren ortamlarda gelişir. Sorumluluklarınızı ciddiye aldığınız ve zor görevlerden çekinmediğiniz için genellikle güvenilir birisi olarak kabul ediliyorsunuz.
Reklam
Nadir ve Tehlikeli Bir Hastalık Beyinde Aritmi:
"İlk bakışta saçma görünmeyen bir fikirde umut yoktur"diyen Einstein'ı takip ederek,alaylardan ve tehditlerden korkmaksızın,metodik bir şekilde saçmalamayı deneyelim. Kim bilir,belki de insanlar ikiye ayrılır:Cevapları arayanlar ve soruların peşinde koşanlar. Soruya veya soruna cevap, patronunuzun, hocanızın ya da hayatın size sipariş ettiği şeydir. Metodik ve sağlamcı olmak,hedefe adım adım ve dümdüz ilerlemeniz şarttır. Bazılarının dediği gibi, engelleri görmemek için sağa sola bakmazsınız. Adımlar gibi burada, saatin tik-takları gibi düşünme de düzdür:1;2;3;5.... Ancak bazıları çene yukarı ve göğüs ileri,lineer bir şekilde uygun adım yürümek yerine sağda solda oyalanmayı tercih eder, kırda çiçeklere, Jupiter'in uydularına, Galapagos'taki yaşama, mikroskop altındaki dünyaya bakar, beyinlerinde ritim 'bozuk', 'eğri' yani hiperboliktir. Bir enigma mesajı,mesela, '1;2;4;8;16;4;1;0,25;0,125....' dizisi gibi öngörülemez olduğu için tek kalmış 'solistlerin', toplumsal metronomun vuruşlarına uymaları da, elbette kolay olmaz. Bir fabrikanın kârının %80'inin işçilerin %20'sinden; %20'sinin ise işçilerin %80'inden geldiğini söyleyen Pareto'nun o ilkesi belki insan zihnine de uygulanabilir:Kim bilir,belki aklımıza gelenlerin %80'i saçma olmadıkça zihnimiz,insanlar yerine robotların algoritmayla çalıştığı,tasarruf için bütün ışıkların söndürüldüğü o akıllı ama kapkaranlık fabrikalardan farklı olmayacaktır.
İhsan Oktay Anar
İhsan Oktay Anar
Onun söylediğine göre düşünce (nazar), öylesine farklı sâiklerden (devâî) etkilenir ki, hakikat, metodik bir düşünme sonucu elde edilen bir bilgi olmaktan çok, sezgiyle (hads) elde edilen bir mesele haline gelir. Câhız bu görüşüyle Mu’tezile içinde en çok tartışılan kişilerden birisi oldu. KÂDÎ ABDÜLCEBBÂRʹDA İNSAN PSİKOLOJİSİ, Yrd. Doç. Dr. Osman Demir
Şüphenin Peygamberi Descartes ve “Meditasyonlar”
‘Tasavvur etmek’ bir diğer adıyla ‘Düşünmek[1]’, birtakım metafiziksel tehlikeler içerir. Düşünmeye adadığınız her zaman dilimi, hayatınızın gerçekliği ─ve en önemlisi─ varlığınızın anlamı üzerine gölge düşürüp onları şüpheye gark edebilir. Düşünmek daha doğrusu “derin düşünce hali” tehlikelidir. Düşüncenin sonsuzluğu ve muğlaklığı düşünen bireyi