İnsan kalabalık doğar,yalnız ölür... Toplasan hayatı,aslında bir gündür. Kimi zaman teleşla,zaman zaman sakin Oyalanma ile geçen,doyumsuz bir ömür... Aşk mı aradığın,vuslat mı,yalnızlık mı, Huzur mu beklediğin,yoksa mutluluk mu? Sevmek nedir bak bir de bu pencereden Yaşamadan çürüyen metruk bir beden... "Kadim Yalnızlık" kitabından Emre Atmaca
68 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 27 hours
Mektuplar, itiraflar ve vasiyetnameler türünde yazılmış eserler her zaman ilgimi çekmiştir. 62 sayfalık bu Zweig eserinde, kadın aşığın hissiyatının bu kadar küçük bir hacimde bu denli canlı aktarılabilmesi oldukça etkileyiciydi. Diğer olumlu bulduğum yönlerine gelince; yazarın psikoloji alanındaki birikimi, anlatımdaki ustalığı ve çevirmen
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224.2k okunma
Reklam
238 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 27 days
Puslu Sözlük
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor... İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048.2k okunma
“... bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu'nun ‘Avrupa'nın hasta adamı’ olduğu fikri hâkimdi: bugün Avrupa kendi kendinin hasta adamı, yaşlanmış, metruk bir beden, darağacından sarkmış, Portekizce de dahil otuz kadar farklı dilde Paris'in daima Paris olacağına inancıyla kendi çürüyüşünü izliyor.”
Sayfa 255 - Can Yayınları, 2.BaskıKitabı okudu
152 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 25 hours
Bahai kenti, Pelourinho Yokuşu 68 numarada yer alan metruk, tekinsiz ve kokuşmuş bir binanın sakinleri arasında geziniyorum. #dante ‘nin aklımın koridorlarında yankılanan “Cennet” ve “Cehennem” kantoları arasında “Araf” tayım. Neden mi ? Yüz on altı odalı bu hanede sevgi, umut ve çaresizlikle yek beden olmuş altı yüzden fazla insan,
Alınteri
AlınteriJorge Amado · Sel Yayıncılık · 202383 okunma
Dalkavuk yorgunluğu sarmış bedenleri Buruk bir sarhoşluk var yüzlerde Puştların elinde mum oyuncak olmuş Kılavuzu put olan bir beden de mekruh olur mu Maymuncuk hürmet gören anahtar olmuş Buğusu ter olan camlar kırılmış hep Yorgun bir arzu gibi yağıyor yağmur Metruk bir bina da ikamet olur mu ---Babaannem---
Reklam
392 syf.
·
Not rated
KEHANET VAATLERİ . #uzaydakihayaletyorumluyor . Soluksuz okuduğum ve bence bilim kurgu severleri kendine bağlayacak bir kitabın yorumu ile geldim. Konusunu size öncelikle arkakapak yazısı ile aktarıp öyle yorumuma geçmek istiyorum gerçekten güzel açıklanmış; Kadim bir kehanet... 21. yüzyıldan binlerce yıl sonrası... Yeni halk sınıfları, uzay
Kehanet Vaatleri
Kehanet VaatleriM. S. Asherson · Feniks Yayınevi · 2019282 okunma
PUSLU KITALAR ATLASI KİTABI(SÖZLÜK)
Abıru: 1.Yüz suyu. 2.Irz, namus, şeref, haysiyet. Acuze: Huysuz, yaşlı kadın Adülkahır: (Ödül kahır) Pembe çiçekli, çok yıllık otsu bir bitki Agâh: 1.Bilen, bilgili 2.Haberli Akarca: Sürekli işleyen çıban, fistül Altar: Adak adanan ve kurban kesilen dini yapı, sunak. Arkebüz: XV. yüzyılda Fransa'da kullanılmaya başlanan, taşınabilir ateşli
seks ve uyuşturuculara karşı “Savaş”: tüm içerikten tamamen damıtılmış mutlak denetim; bilinen hiçbir uzamda hiçbir koordinatı olmayan bir harita; saf Gösteri’nin de ötesi; katıksız esrime (“beden-dışı-deneyim”); müstehcen temsil; yönetimin son ilkesi konumuna yükseltilmiş anlamsız şiddetli kasılmalar. Kendinden nefretin ve yanıp kül olmuş, kirletilmiş, boş, ıssız, gerçek dışı bir metruk manzaranın ağırsıklet şampiyonasında birbiriyle dövüşen benliğin bölünmüş, şizoit parçaları; Süper Ego ve İd Çocuk arasındaki müsabakanın imgeleriyle tüketilmiş bir ülkenin imgesi.
Sayfa 84 - pdfKitabı okudu
İhsan Oktay Anar - Puslu Kıtalar Atlası sözlüğü
Abıru: 1.Yüz suyu. 2.Irz, namus, şeref, haysiyet. Acuze: Huysuz, yaşlı kadın Adülkahır: (Ödül kahır) Pembe çiçekli, çok yıllık otsu bir bitki Agâh: 1.Bilen, bilgili 2.Haberli Akarca: Sürekli işleyen çıban, fistül Altar: Adak adanan ve kurban kesilen dini yapı, sunak. Arkebüz: XV. yüzyılda Fransa'da kullanılmaya başlanan, taşınabilir ateşli
Reklam
İnsanın ruhuyla gövdesi arasındaki ilişki kayboldu. Ruh gövdenin içinde değil, gövde de ruhu sarıp sarmalamıyor. Halbuki ruh ile gövde arasında eskiden kanımca ahenkli bir ilişki vardı. Ruh gövdede var oluyor; gövde de ruhu taşıyordu. Bu artık bitti. Ruh gövdeyi terk etti ve gövde metruk kaldı. Şimdi bedenler cansız, yüzlerde ölü solgunluğu var, beden otomatlaştı, insan otomatlaştı.
Sayfa 49
Marie arkasını döndü ve bakışını aşağıya, kıvrımlı basamakların gün ışığına çıktıkları yere yöneltti. Ölüm ne kadar becerikliydi. Hiçbiri birbirine benzemeyen, ne kadar çok el, yüz, beden ifadesi ve manevrası. Her biri, büyük, metruk bir orgun, ağızları çılgınca delikler gibi açılmış çıplak boruları gibi duruyordu. Şimdi de deliliğin dev eli bütün tuşlara birden basmıştı, uzun org da yüz gırtlağın bitmez çığlığını bağırıyordu. Kamera "klik" etti, Joseph filmi sardı. Kamera "klik" etti, Joseph filmi sardı.
"Ruh gövdede var oluyor, gövde de ruhu taşıyordu. Bu artık bitti. Ruh gövdeyi terk etti ve gövde metruk kaldı. Şimdi bedenler cansız, yüzlerde ölü solgunluğu var, beden otomatlaştı, insan otomatlaştı."
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.