"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
George 0rwell'in 1945 tarihli yayımlandığı 1950 gibide şöhrete kavuştuğu eseridir. Fabl tarzındaki bu mükemmel siyasi hiciv romanı Stalin'i ve kapitalizmi eleştirmektedir. Yani aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık romanıdır.
Kitapta geçen 7 kutsal kuralın zamanla değiştirilmesi, makam mevki eline geçirenlerin gücünün zehirlemesiyle kutsallara bile dokunabileceğini gösterir.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020245,5bin okunma
Nereden başlasam bilemiyorum.
Bazı kitaplar vardır size farklı pencereler açar ve siz farklı atmosferleri solursunuz.
Bazı kitaplar da vardır ki sizi öyle pencereyle falan kandırmaz, tutar kolunuzdan gökyüzüne çıkarır ve size seslenir; bak işte sen dünyayı sadece kendi etrafında olanlardan ibaret sanıyordun, yaşamı, kuralları, toplum yargılarını,
Değerli arkadaşlarım;
Bildiğiniz üzere İthaki Bilimkurgu Klasikleri Serisi yoluna baş koymuş biriyim. Çoğunlukla özelden mesaj yazan okurlar bu kitaplarla ilgili fikrimi almak istiyor. Her yazan kişiye sonuna kadar bildiklerimi aktarmaya çalışıyorum elbette. Fakat fark ettiğim üzere, genelde listeyi bilmedikleri için kitapları araştıramıyorlar ve
Yaşarken kıymeti bilinmeyip ölümünden sonra boşluğu dolmayan dava adamı Murat... Yıllar yılı ömrünü davasına adayan, maddi imkansızlıklarla rağmen davasını satmayan Murat... Murat'ın bu çileli dünyaya tahammülü dolup öbür dünyaya sefere çıkmasıyla kendilerini sorgulayan makama, mevkiye dalıp onu yüzüstü bırakmış eski dava arkadaşları Bakan Yunus Bey, Profesör Asım Bey... Ertelenen, taviz verilen şeyler, anılar, gençlik idealleri, dava... İnandığı değerlerin yozlaşmasına tahammül edemeyip sefere çıkan İlhan...
Gençliğinde sahip olunan yüce ideallerin para, mal, mülk, makam ve mevki karşısında nasıl evrildiği, kırmızı çizgilerin nasıl pembeleştiğini olay örgüsü içinde irdeleyen bir kitap. Davaların nasıl öksüz kaldığını,makam ve mevki sahiplerinin sırtlarında zamanla davaların nasıl yüke dönüştüğünü gözler önüne seriyor. Dünyaya geliş ve yaşayış amacımızı, şahsi ve toplumsal emellerimizi sorgulatıyor. "İnandığı gibi yaşamayanlar, yaşadığı gibi inanmaya başlar." sözünün açıklaması mahiyetinde bir kitap.
İnsan inançlarının eskidiğini, yabancılaştığını tecrübe ettiğinde ya susup tahammül etmeli, ya da sefere çıkmalı. Genelimiz bu durum karşısında sanırım tahammül ediyoruz. Seferi seçsek dahi sabahı bekliyoruz, sonra öğleni, sonra akşamı... Ruhumuz gevşek... Verdiğimiz tavizlere kolay uyum sağlıyoruz.
İyi okumalar...
"Kabe'dekiler gibi herkesin içinde taşıdığı putlar vardı. İhtiras, mevki ve makam aşkı, yönetme arzusu, para ve zenginlik, zevk u safa, içki ve kadın ..."
Sıcağı sıcağına kurcaladığım ve birçok arkadaşımın kitabı okuyacağını bildiğim için, spoiler özelliği taşıyacak herhangi bir detay vermediğimi öncelikle belirtmek isterim.
Veba Geceleri, Orhan Pamuk'un 40 yıldır düşünüp, 5 yıldır yazdığı, son 1 yıldır da üzerinde düzenlemeler yaptığı son romanı. Yani birtakım çevrelerin ve o çevreye tabi
Nasrettin Hoca’nın bir fıkrası vardır hani. Oğluyla yolda giderken önce oğlunu bindirir eşeğe, kendi yürürken. Etraftakilerin ayıplamasıyla kendi biner, oğlu yürür devamında. Bencil diye söylenenleri duyar da devamında, oğluyla beraber binerler eşeğe. Bu sefer de merhametsiz olmuştur hoca diğerlerinin nazarında. En son çare ikisi de yürürler
“Herşeyin manasız olduğunu söylediğimiz anda manalı bir söz söylemiş oluruz.”
Albert Camus
Merhabalar;
Kitap bitti, ben uzay boşluğuna bırakılan terlik gibi yerçekimsiz ortamda savruluyorum. Öncelikle size Murat Menteş'i tanıtmalıyım. Kendisiyle yollarımız 2005 yılında Afilifilintalar adlı internet sitesinde kesişti. Bir kaç blog yazısı hoşuma
Bazı kitaplar vardır, neresinden başladığın çok önemlidir. Kendi adıma kitaba yanlış yerden başladığımı itiraf edebilirim.
Eserin başında Sadık Hidayet ile ilgili genel bir bilgilendirme yapılmış ancak kitabı daha iyi anlamak için eserin sonunda yer alan yazarla ilgili önemli bilgileri okuyarak esere başlamanız kitabı daha iyi anlamanıza vesile