Susmak diye bir şey vardı değil mi? Hani erdem diye övülen. Altın diye bilinen sükût. Dilini çekmek oradan buradan. Bu sükût erdemi, aslında göze ve kulağı da oradan buradan çekmeyi içeriyor gibi geliyor bana. Kusur örtmek hani… Gece gibi olmak yani… Çok sevdiğimizi söylediğimiz, seve seve sözlerini ciddiye alma sorumluluğunu üzerinden attığımızı sandığımız Mevlâna diyordu ya…
“Ayıbı örtmede gece gibi olun!” Belki o zaman sahiden ve sahih “yıldız”larımız olur…
Akıp giden zaman içinde bir kafesteyim.
Her türlü amelde çok ahesteyim.
Kabrim beni bekliyorken, dünyalık hevesteyim.
Uyandır artık Ya Rab! Belki de son nefesteyim.
Hz.mevlana
Mevlana'nın " sevgi merkezli din anlayışı " nın yanı sıra, yobazların " korku merkezli din anlayışı " çoğu ailelerde çocuk yetiştirmede kullanılan temel eğitim felsefesi olmuştur.
– Ya Resûlallah!
– Kime iyilik etmem gerekir?
– Annene!
– Ondan sonra kime?
– Annene.
– Ondan sonra kime?
– Annene.
– Ondan sonra kime?
– Babana.
(Buhârî, “Edeb”, 2)