“İbadetlerin ruhu niyettir. Niyet ise ancak ihlâsla mümkün olur. Senden (manen) daha büyük olanlara bile ihlâs gerekirken sana nasıl gerekmesin!”
Mevlânâ Halid-i Bağdâdî (k.s)
“Elinden geldiği kadar kötü arkadaştan kaç. Kötü arkadaş, zehirli yılandan zararlıdır. Yılan zehri insanı candan eder, ama kötü arkadaş imandan eder.”
Mevlânâ Halid-i Bağdâdî (k.s)
Ruslara karşı 17 kere savasmıs ve hepsinde galip gelmiştir. esir edildikten sonra rus çarı ona olan saygısıından dilegini yerine getirmiş ve Osmanlı Devletine gitmesine müsade etmiştir. 25 yıl boyunca verdiğin o gazalar mücadeleler ve bitmek bilmeyen o Dava aşkı...Düşmanına bile büyük hayranlık uyandıran saygı gösterten lider..Sultan Abdülaziz sultanım mezardan babam gelse bu kadar bahtiyar olmazdım diyerek saygı ve hürmette bulunmuştur. kutsal topraklara efendimizin kabrini ziyareti esnasında selam vermiş orada bulunanlar Peygamberimizin selamını alışına şahitlik etmiştir. Hayatına dair bu anektod beni derinden etkiledi ...
1797 yılında dünyaya gelmiştir.
Gençlik yılları ilim tahsiliyle geçer. Arkadaşlarıyla birlikte gittiği Bağdat'ta, meşhur Mevlana Halid-i Bağdadî'den dersler almıştır.
Dinî ilimlerin yanında; edebiyat, tarih ve fen bilimlerine ait derslerle eğitimini tamamlamıştır. Bundan dolayı o artık adının başında bir de "Şeyh" ünvanı taşımaktadır.
ŞAMİL;
Adı; lûgatlardaki "kahramanlık", "cesaret", "fedakârlık", "yiğitlik" gibi pek çok kelimenin yerine kullanılabilir.
HAYATI;
İki kelime ile özetlenebilir;
“İlim” ve “Cihad”
“İbadetlerin ruhu niyettir. Niyet ise ancak ihlâsla mümkün olur. Senden (manen) daha büyük olanlara bile ihlâs gerekirken sana nasıl gerekmesin!”
Mevlânâ Halid-i Bağdâdî (k.s)
BİSMİLLAH...
•Bu eser Ehl-i Sünnet ve Nakşibendî Tarikatı büyüklerinden olan Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî (Kuddise Sırruhü) hazretlerinin rabıtanın hakikati ve dindeki yerini inkar eden münkirlere karşı gerçeğin delilleriyle savunulması ve bazı uydurma bilgilere karşı ise meselenin saf ve doğru özünün korunması maksadıyla kaleme alınmış bir kitaptır.
Mevlâna Halid-i Bağdâdî Hazretleri dergâhta mürşid, Senendec'de ise matematik ve astronomi bilginiydi. Bir elinde Buhârî, diğer elinde hendese cetveli vardı. Dinî ve fennî iki kanadı vardı, o yüzden Zü'l-cenâheyn dediler.
Halid-i Bağdadi yazdığı bir mektupta, şeyhliğin su üstünde yürümek, havada uçmak gibi harikulade haller göstermekle değil, İslam'a hizmet, sünnet'e ittiba ve insanları bunlara teşvik etmekle kaim olduğunu vurgulamıştır.