... Mevlana'dan,dedi profesör, " iki ayrı dilden karışık yazmış ; 'mülemma' diyorlar böyle şeylere: Dâni ki men zi âlem yalguz seni severmin Ger der berem neyâyî ender gamet ölermin " Bilirsin ki ben dünyada yalnız seni severim Eğer yanıma gelmezsen senin gamınla ölürüm" demekmiş Türkçesi.
Rückert’in Mevlâna’yı Anlama Tarzı Üzerine
Friedrich Rückert, Mevlâna Celâleddin âşığı bir Alman şairidir. Onu Alman/Batı dünyasına tanıtmak amacıyla Divan"ından ve Mesnevî"sinden çeviriler yapmış, ömrünü bu aktarım faaliyetiyle anlamlandırmıştır. Yaptığı iş, sadece bir çeviri değildir; fakat aynı zamanda bir karşılaştırmalı edebiyat araştırması, bir metinler arasılık
Reklam
"Dâni ki men zi âlem yalguz seni severmin Ger der berem neyâyi ender gamet ölermin." "Bilirsin ki ben dünyada yalnız seni severim/ Eğer yanıma gelmezsen senin gamınla ölürüm." ~Mevlâna~(mülemma)
Sayfa 32 - 2 - İlk Yıllar - İletişim Yayınları - 63. Baskı 2021, İstanbulKitabı okudu
Mevlâna 'mülemma'
Bilirsin ki ben dünyada yalnız seni severim / Eğer yanıma gelmezsen senin gamınla ölürüm
Sayfa 32 - iletişim
Önsöz
Bu mülemma metinlerde ömeğin
Jacques Derrida
Jacques Derrida
'yı, https://1000kitap.com/yazar/muhyiddin-arabi'yi okudukça daha iyi anladığımı, ikisinin birbirlerinin düşüncelerini sökmeye yardım ettiklerini (ya da tersi) düşündüm. Bumdurum diğer başkaları için de geçerlidir: Attar ile W. Benjamin'i,
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
ile
Gilles Deleuze
Gilles Deleuze
'i ... birlikte okudukça daha iyi anlamak mümkün göründü. Amacımız, sathi benzerlikleri dikkate alarak, bir şeyleri basitçe başka şeylere dönüştürmek değil elbette. Vakia büyük soruları yanıtlayacak da değiliz... Yanıtlamaktan öte, yeni ve küçük sorular gündeme getirebilme çabası vereceğiz: 'Acaba böyle düşünsek ne olur? Farklıkları esas alan yaklaşımların yanında kesişmeler üzerine kurulu bir yapı kursak, ortaya nasıl bir görünüm çıkardı? Coğrafya üstünlüğüniin dışında, farklı zaman ve mekanlarda yer alan büyükleri, "düşünce yolcuları olmak bakrmından Tanrı'yı arayan kimseler olmak bakımından algılayıp, onların rüchaniyetlerini yarıştırmak yerine, " yoldaş" olabileceklerini düşünsek! Açıkçası yola koyulduğumuz yer burası oldu.
Sayfa 12 - İZ YAYINCILIKKitabı okuyacak
...Mevlana'dan dedi profesör, "iki dilden karışık yazmış; 'mülemma' diyorlar böyle şeylere: "Dâni ki men zi âlem yalguz seni severmin Ger der berem neyâyî ender gamet ölermin."
Reklam
MÜLEMMA
Mülemmâ, sözlükte, "renk renk, alacalı olan" anlamına gelmektedir. Terim olarak ise özelikle Fars ve Türk edebiyatlarında Türkçe, Arapça ve Farsça söylenmiş beyit ve mısraların oluşturduğu şiirler hakkında kullanılır. Bir başka deyişle mülemmâ iki farklı dilden yararlanarak,  onları karıştırarak yazılmış bir şiir biçimini ifade eder.
Sayfa 9 - İz yayıncılıkKitabı okuyacak
Elmalılı Hamdi Yazır kimin müridiydi?
Prof. Dr. Orhan Çeker imzalı, Kasım 2012 tarihinde Rıhle Kitap tarafından dolaşıma verilmiş Tasavvufî Meselelere Fıkhî Bakış adlı bir kitap var elimizde. Orhan Çeker Hoca, Rıhle dergisinin abonelerine de hediye ettiği bu kitaba yazdığı önsözde, tasavvufla ilgili can alıcı meseleleri izah etmeye çalıştığını söylüyor. Ölçü olarak da Kitap ve Sünneti
Gah uykuya çekersin, gah sebeplere sürersin; gah varlık şehrine doğru atar, yuvarlarsın, gah yokluk çölüne. O da sahibine gah şükreder, gah feıyatlara koyulur, eyvahlar olsun der. Gah Leyla'nın hizmetine bakar, gah Tanrı sarhoşu, Tanrı delisi olur, Cana cefalar etmişsin, onu deliye divaneye döndürmüşsün; gah yalnızlık bucağına aşık etmişsin, gah gösterişe, riyaya düşürmüşsün. Gah altın ister o, gah tutar da başına topraklar serper, gah kendisini kayser sanır, gah yoksullar gıbi yamalı hırkalara bürünür. Ne acayib ağaçtır ki bazı kere elma verir, bahzı kere kabak; gah zehir verir, gah şeker gah derd verir, gah derman. Ne acayip ırmaktır ki gah su olur, gah kan, gah Ia'l renkli şarap kesilir, gah süt, gah da şifaIar veren bal Gah gönüIde bilgi dokur, gah gönülden bilgiyi söker, atar. Gah üstünlükler elde eder, gah hepsini de bela görür.
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin Rımi, Diavn-ı Kebir, c.1, çev. Abdulbaki Gölpınarlı (Ankara: Kültür Bakanlığ Yay., 1992), Y, s. 15.
İZ YAYINCILIKKitabı okuyacak