İradenin değişip değiştirilemeyeceği konusu insan yaşamını ilgilendiren en önemli konulardan biridir. Kant, Schopenhauer, Spencer gibi isimler iradenin değiştirilemez olduğunu öne sürerler. Bu görüşe paralel olan filozoflar bir hayli çoktur (Platon, Spinoza) gibi.
İradenin değişmeyeceği hususu filozoflarca sınırlı kalmaz toplumun kendi dinamikleri içinde de önemli bir yer tutar. ''İnsan yedisinde neyse yetmişinde odur'' söylemi bu duruma örnek teşkil edebilir.
Peki iradenin değişmez olduğunu kabul mu edelim? Bu sorunun anti tezi olarak; Mevlana, Hayyam, Hallac-ı Mansur, İbni Sina, Diogenes gibi isimler verilebilir. Nitekim bu kişiler çektiği onca sıkıntıya rağmen iradelerine gösterdikleri direnç sayesinde insanları hayrete düşürecek eylemlerde bulunmuşlardır.
Hemen her insanın determinizme bağlı olduğunu ve arzularının kölesi olarak yaşadıklarını belirten Payot, iradeyi kontrol eden mekanizmanın çok hassas olduğunu ve bu nedenle dikkat edilmesi gerektiğini belirtir. İradenin eğitimle olan bağlantısını bu noktada önemli bulan Payot, yaşamın tutarsızlığını ''Hayatımın artık sahip olmadığım bir inançla yönetildiğini hissediyorum.'' sözüyle dile getirir. Bu açıklaması Kant tarafına içten içe selam verdiğine işaret etmektedir.
Son olarak unutulmamalıdır ki şu an ne yapıyorsanız o sizin iradenizi belirliyor. Şu an ne yapıyorsanız iradeniz ona göre şekilleniyor. Payot eserde işte bu noktaya dikkat çeker. Ona göre, iradeyi kullanmayı öğrenebilmek çok önemlidir ve her türlü kötülük iradesizlikten peyda olmaktadır. Zihinde kalın.