_Kanatsız uçmaya kalkışma! _Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm. _O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma! _Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
Doğuşundan Günümüze İslam Felsefesi
Mevlana Celaleddin Rumi Suruş bir Rumi uzmanıdır. Suruş'un dini ilimlerle ilgili gö­ rüşleri niçin Rumi'ye bu kadar değer verdiğine işaret etmektedir. Burada, farklı bir ilim türünü veya daha doğrusu, ilme farklı bir erişim yolunu göz önünde bulundurmamız gerekiyor. İşrakile­ ri incelerken, bir dereceye kadar 'sezgisel' olan
Reklam
Yaşamın gerçeğiyle, var oluşun gerçeğiyle çelişen bu özlemin mantıklı bir sonucu da, yokluğu, yok olmayı özleyiştir. Zaman zaman Türk İslâm tasavvuf şiiri bu özlemi de dile getirir. Bu özlem bazen “bir”liğe erme isteğini de aşar, “bir”likte erimeyi, eriyip bitmeyi gözetir. İsmail Hüsrev Tökin, “Mevlana’da Yok-oluş Felsefesi” başlıklı yazısında
Sayfa 166Kitabı okudu
Osman Yüksel Serdengeçti Serdengeçti dergisinin sahibi ve yazı işleri müdürü olan Osman Zeki Yüksel (1917-1983), Akseki'de doğar. Babası Müftü Salim Efendi'dir. DTCF Felsefe Bölümü son sınıfında iken 3 Mayıs 1944'teki protesto yürüyüşüne katıldığı için tutuklanır; üç buçuk ay sonra serbest bırakılır. Fakülteden kaydı silinir.
TAKRÎZ Dedeleri, babası ilim adamı ve fakîh olan bir ailede doğan Şeyh Abdullah çocukluğundan itibaren çok iyi tahsil alır. Hemen hemen her sûfî âlimin fikrî tekâmülünde rastladığımız gibi o da ilk dönemlerinde gramer, fıkıh ve kelâm ilmiyle ilgilenir. 21 yaşında "kelâm"a dâir eser yazar ve fıkıh ilminde fetvâ verecek seviyeye ulaşır.
HİKEMİYAT - 1.BASIM EKİM 2020
Osman Yüksel ve Topçu... Osman ağabey, Topçu'nun mistik ve sosyal fikirlerini, sade yaşayışını beğenirdi. Aynca, Akif i sevmek konusunda da birleşirler. Topçu, politikacıları sevmez. Osman ağabey milletvekili olduktan sonra birgün Kapalıçarşı'da Hoca ile karşılaşmış, elini öpmek istemiş, görmezlikten gelerek yürüyüp gitmiş. Osman ağabey çok
Reklam
Ayrılık derdinden Mecnun, ansızın hastalandı. İştiyak aleviyle kanı kaynadı, nihayet boğaz illetine tutuldu. Tedavi için hekim geldi. Gördü ki damarını yarmak ve kan almaktan başka çare yok. Kanı defetmek için hacamat lazım dedi. Çağırdılar hünerli bir hacamatçı geldi. Kolunu bağladı, sis olan yeri deşeceği sırada o huyu, aşktan ibaret olan