Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mevlana'dan Şems'e mektup..
Ruhlar seni kaybolmadan ötürü inleyip feryat etmedeler; miadını doldur da gel. Ayıplarını ört, iyilikleri saç. Cömert olanların âdeti de böyledir gel. Farsça ‘gel‘ nasıl derler? ‘Biya‘ mı? Ya gel veya bizim davetimize hak ver de gel. Geleceğin zaman muradımız ne de açılır. Gelmeyeceğin zaman da muradımız ne de kesat olur; gel. Ey Arabın Küşadı! Ey İran’ın Kubad’ı! Kalbimi hatıranla fethedersin gel. İçim sana gel deyicidir. Ey varlığından olacak olan varlık, gel.
Kapı YayınlarıKitabı okudu
Mevlana'dan mektup Şems'e
Ey kalbimizde olan nur! Gel didinmelerimin ve arzumun sonu gel. Hayatımız senin elinde olduğunu biliyorsun. Hayatı, kullarını sıkıntılı yapma gel. Ey aşk! Ey maşuk! Engelleri aş ve inadı bırak da gel. Ey Hüdhüdlerin sahibi olan Süleyman! Lütfedip de bizi aramak üzere gel.
Kapı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mevlana'dan mektup Şems'e
Kelebekler senin yüzünün değdiği bahçelere yayıyor kanatlarını. Şu dar göğsümün kozasından çıkmaya çalışıyorum. Sonsuz genişliklerin sırrı iki dudağının arasında saklı. Bir kelâm söyle ne olur! Her hecenin tınısında duymak istiyorum. Rüzgârlar savursun beni, yağmurların hepsi alnıma düşsün, taşların hepsi göğsüme düşsün.
Kapı YayınlarıKitabı okudu
Mevlana'dan mektup Şems'e
Kanım donuyor… Bir de üşümedir işliyor ruhuma apansız… Sıcağın yok ki yanımda… Ve ardından sabah oluyor, yine bin bir eza ve cefa ile kahroluyorum işte! O ayrılıktan kahroluyorum… Biliyorsun, hünkârım sensin… Sevgilim ve mabedim… (sensin). Muradım; yedi göğün mevlâsı; bizi, bu kahırdan azat edesin…
Kapı YayınlarıKitabı okudu
Mevlana'dan mektup Şems'e
“Gözlerimde bir mahmurluk, sensiz uykularımdan arda kalan… Sinemde yumru yumru yutkunamadığım bir sıkıntı… Nefeslerim yetmez oluyor artık şu garip canıma… Ve ben gözlerimi tavana mıhlamış, bir tek seni düşünüyorum… Alnımda boncuk boncuk soğuk terler… Kulağım işitmez oldu artık, sesinden gayri her ne var ise şu âlemde… Göz kapaklarım tutulmuş, hayalin perdelenmesin diye… Artık gözyaşlarımda hasretlik tuzu bile kalmadı acılarımı ılık ılık dindirecek…
Kapı YayınlarıKitabı okudu
Mevlana'dan mektup Şems'e
“Düşüncelerim, ipliği kopan tespih taneleri gibi dağılıveriyor sensiz… Şimdi gözyaşlarımdan inci yapmak isterdim sana… Keşke yanımda olsaydın… Kelimelerim şelâleleşiyor ne zaman sana dair bir şeyler yazmaya kalksam… Yanan alnım, müşfik avuçlarına ne kadar da muhtaç bilemezsin… Beni ne kadar ateşe versen de, hiçbir hatıramız küllenemez, bunu bilesin… Zümrüd-ü Anka gibi kendi külümden doğar ve katar katar Turnalar gibi yine kanat vurarak yine revan olurum yollarına…
Kapı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mevlana'dan mektup Şems'e
Sendedir bu boz bulanık sellere kapılan ömrümün mihrap ve minberi… Salâlar benim için okunuyor artık… Gözyaşım seccademde buğulanıyor her seher vakti, ama ne sesin geliyor artık uzaklardan, ne de nefesin…
Kapı YayınlarıKitabı okudu
Mevlana'dan mektup Şems'e
“Yine kehkeşânlara kaçarak mı özleteceksin kendini… Özlemlerim, boşluğa atılan kuru karanfiller gibi sere serpe dağılıyor harayellerin, acının koynunda… İçime güneş doğmaz oldu artık sen gittin gideli… Göklere seninle buruç edecektim hâlbuki... Saçlarıma aklar düşmeye başlamış, sırf bu aşkın ceremesinden… Serencame gökkubbeye niyaz edecek ve merhamet isteyecek kapılar dahi yüzüme kapanıyor?
Kapı YayınlarıKitabı okudu
Mevlana'dan mektup Şems'e
Aşk mabedim… Efendim… Söyler misin? Nedir bu çektiğim acıların mânası? Bu ayrılığın esrarengizliği yüreğime saldığın alevlerin lavlaşması içinse yeterince erimedim mi ateş toplarında? Öyle yandım ki; Sen yandıkça, ben yanayım! Sen dondukça, ben de donayım!
Kapı YayınlarıKitabı okudu
Mevlana'dan mektup Şems'e
Seni ne huzuru arayanlara, ne huzuru bulanlara, ne de huzurdan kaçanlara sordum. Güneşin sıcaklığını en iyi kim anlatabilir? Sıcaktan düşüp bayılan mı? Hayır, onun aşkı zayıftır. Güneşe yolculuk yapan mı? O da değil, gitse gitse nereye kadar gidebilir ki? Gölgeye sığınanlara ise güneşi hiç sormamalı...
Kapı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Rückert’in Mevlâna’yı Anlama Tarzı Üzerine
Friedrich Rückert, Mevlâna Celâleddin âşığı bir Alman şairidir. Onu Alman/Batı dünyasına tanıtmak amacıyla Divan"ından ve Mesnevî"sinden çeviriler yapmış, ömrünü bu aktarım faaliyetiyle anlamlandırmıştır. Yaptığı iş, sadece bir çeviri değildir; fakat aynı zamanda bir karşılaştırmalı edebiyat araştırması, bir metinler arasılık
Mevlana'nın Şems'e yazdığı mektup'dan...
...Çöldeyim, susuzum. Kuyularda yusuf'um. Sözlerin bana Züleyha. Ateşlerde İbrahim'im. Gözlerin bana derya. Sancılar içinde Meryem'im. Bakışın bana İsa. Yaralar içinde Eyyub'um. Hasretin bana şifa. Ölüler içinde bir ölüyüm. Ellerin bana musalla.
Sayfa 132 - Karatay Akademi YayınlarıKitabı okudu