Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kendisini çağıranlar, bu üç katlı ve ahşap binada olmalıydılar. Allah nasip ederse bu defaki tahmini daha isabetli olacaktı. Yine de, sol taraftaki mezar taşlarının yanından geçerken içinde bir şüphe yok değildi. Açık bırakılmış kapıdan içeri girdiğinde kendini, tavandan sarkan avizedeki onsekiz kandilden çok, kelimelere dökülmesi gayrı kabil bir
Çin şairleri, Göktürk kızlarının raksını (sema etmesini, samah yapmasını) şöyle anlatıyordu: "Döne-döne raks eden yabancı kızlar! Döne döne raks eden yabancı kızlar! Gönlünüz sanki bir saz, elleriniz sanki birer dümbelek, sazlar ve dümbelekler çalınca, kollarınızı açtınız, döne-döne, durmadan dönerek, kar fırtınası gibi, tek ayak üstünde sola ve sağa, hiç durmadan bir kere döndünüz, on bin kere döndünüz". Başka bir şair de şöyle diyordu. "Güzde daldan düşüp titreyen yaprak gibi, kış rüzgârına tutulup döndüler. Sanki gök kuşağı gibi bir hafif kumaş idiler. Gökde fırtınalı bir rüzgâr gibi döndüler. Bu raksı, Kaşgarlı'nın "Çığır" dediği, kâinatın dönen çarkını andırmaktadır. Dinî olsun, olmasın bütün Türk rakslarında bu dönüş (devrân) görülür. Çin'lilerin ve Bizans elçisinin anlattığı rakslar, ahi'lerde Mevlevi'lerde, Alevî ve Bektâşilerde görülen semâlardan başka bir şey değildir. Silifke Tahtacılarının dinî olan ve olmayan "samah"larına, "Mengü-Bengü" adı verilir. İhtiyarlar "Mengü", gençler "Bengü" derler.
Sayfa 62 - Türk Dünyası Araştırmaları VakfıKitabı okudu
Reklam
Geceler ve Gündüzler
Bomboş ve masmavi Marmara nın bir kenarında koyu renkli adalar, rahata yatmış vücutlar gibi görünür ve yine solda , daha yakında , ölüm diyarının hududunu teşkil eden Karacaahhmet mezarlığının sanki yürürken duraklamış yüksek servileri görünür. Bazan tunçtan heykellere dönen, bazan içlerine düşen bir teessürle birden bir ürperme geçiren bu serviler, bence, yan yana, güya cenaze merasimine gelen ve hırkalarına sarılarak sükût eden uzun boylu yüksek sikkeli Mevlevi dervişlerin kafilesine benzerdi ve serviliğin teker teker bizden ayrılan ağaçları da sürüden uzaklaşarak güya birtakım şahsî fikirlere doğru yol alan birer dervise benzetirdim.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Gündüzlerin koşturmaya zerk edilmiş saat zembereğinde bir Mevlevi gibi dönen insanlara, zaman kaygısından yoksun olan her şey hayretle bakmalıydı. Fakat burada o meşhur düalite körleşiyor, zıtlık denen kendine kaim burada işlemiyordu. Zaman kimse için gereksiz değildi çünkü. Akış denen fenomen görünmese bile herkes bunu tüm kılcal damarlarıyla ve tüm duyu organlarıyla görüyor, işitiyor ve daha onlarca şey ile farkına varıyordu. Fakat bir kesimi ise bu akış fenomeninin sadece karanlığını ve aydınlığını idrak edebiliyordu. Bazıları ise daha ileri gidip yıldızların güneşten daha farklı olduğunun ayırdına varabiliyor, bir kesimi ise okunan ezanları dinleyip o akan şeyin ne olduğunu, neye benzediğini biraz olsun anlamlandırabiliyorlardı. İşte o an insanoğlu ölüme koşarcasına giderken, bir acının içinde bir yerde coşarcasına kanatlandığını hissediyor ve asıl gerçek olanın ölüm değil de “zaman” olduğunu anlıyordu. Bu zaman ise yeknesaklığın getirdiği bir alışılmışlık varsayımıydı. Alışmış da kudurmuştan beterdi. Ve alışan için gündüzler gözlerin gördüğü kadar kötü, geceler karanlığın öngördüğü kadar vesveseliydi.
Hodgam, Efendi ve O
Hodgam, Efendi ve ORecep Boz · İkinci Adam Yayınları · 20240 okunma
Kızıl Goncalar ve Kızzıl Kurtlar Aynı tip senaryo, birbirinin kopyası hikayeler seyretmekten gına gelmiş midir bilmiyorum ama vakti çok, işi yok seyirci kitlesi için dizi dizi diziler, birbirini izler ve hayat böyle geçip gider.Hemen her dizide birbirinden kopuk aileler vardır. Hemen her dizide ya annesi, ya da babası bilinmeyen, evlatlık edilmiş
568 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
2020 yılında ezoterizm eğitimi sırasında okuma listeme almış olduğum güzel bir kitap ile bir kez daha karşınızdayım. Araya başka araştırma ve merak konuları girince bu kitabı okumak biraz zaman aldı. Gnostik İttifak adlı bu kitaptaki konular iyi araştırılmış, delilleriyle ortaya konulmaya çalışılmış, güzel ve sağlam kaynaklar kullanılmış olduğu
Gnostik İttifak
Gnostik İttifakKemal Kaplan · Hermes Yayınları · 20207 okunma
Reklam
Bu çamları sebepsiz bahçeme dikmedim. Türkçe ismini maalesef bilmediğim bu ağacı dönen mevleviye benzettiğim için severim. Bakınız bu çam dönüş havasında açılmış bir mevlevi tennuresini andırmıyor mu? Bu çamlara baktıkça sanıyorum ki bahçem büyük bir semahanedir ve içinde mevlevi bitkiler yer yer, kendinden geçmiş, bülbüllerin ahengiyle dönüyor.
Sayfa 5
344 syf.
·
Puan vermedi
Mor Salkımlı Ev Tahlil Mor Salkımlı Ev romanı iki ana bölümden ve ana bölümlerin alt başlıklarından oluşmaktadır. İlk bölümde 12, ikinci bölümde ise 2 başlık dikkat çekmektedir. Halide Edib Adıvar birinci tekil kişi tarafından anılarını anlatmaktadır. l. Bölüm
Mor Salkımlı Ev
Mor Salkımlı EvHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 20183,529 okunma
Tarikat olarak Mevleviliği esas çizgileriyle Sultan Veled kurar. Fakat teşrifatı, nezaketi, terbiyesi, sülükûn ve âyinin erkânı tipki musikisi gibi daha sonraki zamanın, Osmanlı devrinin ve biraz da Istanbul’undur. Ve şüphesiz ki kültürümüzün en yüksek tara- fidir. Bir medeniyetin çiçeği olan ve ona hiç belli etmeden şekil veren terbiye ve
Nedir bu? Sema gösterisi. Senede bir yapılan "Mevlâna Ihtifali" de benzer bir etkinlik işte. Turist çekiyor kötü mü? Etrafta sema dönen dervişleri görüp Mevlevî olan yabancılardan çok bahsediliyor. Kötü mü? Bilmiyorum. Bildiğim, Eyüp Bahariye Mevlevihanesi'nin son şeyhi öldükten sonra Mevleviliğin defteri kapanmıştır. Ama belli olmaz, kimbilir, belki bugün bilmediğimiz bir yerde bir Mevlevî şeyhi irşada devam ediyordur. İstanbul'da Mevlevî olduğunu söyleyen şeyhler var, kadınları da semaya dahil ettiler. Bana susmak düşer. Bu halimle kalkıp Mevlevî araştırmalarına girecek değilim. Ama üzülüyorum. Şu "gösteri" kelimesi beni deli ediyor. Bu milletin maneviyatı bu kadar düşecek miydi? Konya kazan ben kepçe günlerce dolaşıp durdum. Girmediğim mescit, namaz kılmadığım cami kalmadı. Ne imama, ne müezzine, ne de cemaattan birine "Burada faal bir tekke var mı?" diye sormaya cesaret edemiyorum. Bunca yıl yasaklanmış, yeraltında varlığını sürdürmüş, koca bir gelenek. İnsanlar mazideki eziyetleri, işkenceleri hatırda tutup konuşmamayı tercih ediyor. Ayrıca soran kişiye de şüpheyle bakılıyor. Daha önceki cahilane tecrübelerimden biliyorum artık. Ama dön dolaş nereye kadar? …
Reklam
Kendisini çağıranlar, bu üç katlı ve ahşap binada olmalıydılar. Allah nasip ederse bu defaki tahmini daha isabetli olacaktı. Yine de, sol taraftaki mezar taşlarının yanından geçerken içinde bir şüphe yok değildi. Açık bırakılmış kapıdan içeri girdiğinde kendini, tavandan sarkan avizedeki onsekiz kandilden çok, kelimelere dökülmesi gayrı kabil bir
148 syf.
·
Puan vermedi
Dervişler Anarşistse, Müslümanlar da Komünist Midir?
Kitab'ın Konusu İlginç bir dindarlık konsepti olarak derviş/zahidler, kitabın ana konusunu oluşturmaktalar. Zahidler, ana akım alimler her ne kadar dışlayıcı yorumlarda bulunsalar da kendilerini sapkın olarak görmüyorlar. Zahid düşünüşüne göre kurtuluş yolları ana akım inanca göre sapkın görülse de kendileri için gerçeklik gösteriyor. “halk
Tanrının Kuraltanımaz Kulları
Tanrının Kuraltanımaz KullarıAhmet T. Karamustafa · Yapı Kredi Yayınları · 201693 okunma
Mevlevî âyinini son defa dergâhların kapanmasından biraz evvel, bir Kadir gecesi, Konya'da görmüştüm. Bu kadar sembollerle konuşan bir terkip azdır. Her duruşun, tavrın, kımıldanışın ve adımın mânası vardır. O hırkaya bürünüşler, ilk ney sesinde uyanışlar (ölüm ve haşir), kol açışlar ve ayak kilitleyişler (Mevlevî âyininde her Mevlevî, Ali'nin ZUlfikâr'ı olur) bir kitap gibi derin derin anlatan şeylerdir. Asıl sema'a gelince, şüphesiz dünyanın en güzel rakslarından biridir. Mukaddesin iklimini zaptetmiş, orada hilkatin sırrını tekrarlayan bir bale. Yazık ki Degas cinsinden bir ressamı çıkmadı. Karşımda kandillerin titrek ışığında dönen, değişen, süzülen, âdeta maddî varlıklarından ayrılan bu insanlar gerçekten aşk şehitleri olmuşlardı ve gerçekten musaffa ruh hâlinde iki yana açık kolları ve rıza ile bükülmüş boyunları ile döne döne semâvâta çıkıyorlardı. O akşam sema'da gördüğüm insanları ertesi sabah çarşıda, pazarda işlerinin başında ve bir talebemi lisede karşımda görünce hakikaten şaşırmıştım. Onları ben arkalarında esen Rast'ın sert rüzgârında uçup gitmiş sanıyordum. Bu ölen ve ertesi sabah dirilmenin sırrını bilen insanların arasına katılamadığıma, o neşveyi bulamadığıma şimdi bile içimde üzülen bir taraf vardır.
Emir Amanullah’ın düşleri İktidara geldikten hemen sonra İngiltere'yi zorlayarak, ülkesini tam bağımsızlığa kavuşturmuş olması, Emir Amanullah’a İslam dünyasında ciddi bir şöhret sağlamıştı . Kendisini bölgedeki etkili liderlerden birisi olarak görmekteydi. İngiliz emperyalizmi altında ezilen mazlum Müslüman halkların hamisi konumunda
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.