Mevzu ile alakası yok, yıllardır kafamı kurcalayan bir mesele vardı, onu da çözdüm sonunda. Aha burada da sizinle paylaşıyorum. Mesele basit ama benim için çok önemli. Yıllar önce İstanbul'da yaptığım absürd esprilere, anlattığım fıkralara Ankaralıların bayıldığını fark ettim. Yahu diyorum kendi kendime, burada bir sorun var. Ankara, İstanbul'un 10 yıl gerisinde mi acaba? Üstüne üstlük espri kaliteli, fıkra zekice değil, neden bu kadar gülüyor Ankaralı? Sonuçta boş bulunup anlattığım bir şey. Mesela şöyle bir espri: "Ayakkabın mı eskidi, at gitsin! Çorapların mı eskidi at gitsin! Pantolonun mu eskidi at gitsin! Eşek gelsin!" Bu. Ancak boş bulunup gülebilirsin buna? Öyle değil mi? Değil. Adam güldükçe gülüyor.
İşte yıllardır kafamı kurcalayan mesele bu.
Nasıl mı çözdüm mevzuyu? Valla zor oldu ama çözdüm. Şöyle oluyor: Malum memur şehri Ankara. Orada ya da burada karşınıza çıkan on kişiden yedisi bir kurumda ya bir memur ya da bilmem ne daire başkanı. Fıkrayı dinley
İsmet Saat KaçEbubekir Kurban · Orhun Yayınları · 201253 okunma
Oldukça güzel bir polisiye roman. Kemal Tahir'in F.M. Takma adıyla yazdığı 4 Mike Hammer romanından biri. Alfiyeri adında bir adam, Antonio adlı çete reisi aleyhinde ifade verileceği zaman savcılık binasında Mike Hammer'in yanında öldürülür. Bu arada bir saat mevzu bahistir ve 50 milyon dolarlık bir vurgun söz konusudur. Ancak işin içinde iş vardır ve Mike bu işin içine balıklama dalar.
Peyami Safa‘nın “Eğitim-Gençlik-Üniversite“ adlı kitabında kitap okumanın kurallarını maddelemiştir. İlk beş maddeyi Fransız yazar André Maurois‘ten alıntıladıktan sonra on maddeyi de kendisi sıralamıştır:
-Birçok muharrirlerin (yazarların) eserlerini rastgele ve üstünkörü okumaktansa içlerinden birkaçının kitabını iyi anlamaya
Kitabı bitirdiğim tarihten bu yana yazacağım yorumu düşünüyorum.Diyeceksiniz ki nasıl yani?En iyisi tahlilini kesinleştirmiş olduğum noktalardan başlayayım anlatmaya.Öncelikle Haruki Murakami'nin yazı tarzına bayıldığımı belirtmek isterim.Alışık olduğumuz Amerikan ya da Avrupa ülkelerinden bambaşka bir yerde geçen hikayede Japonya'nın kentlerine
Yazar, olayı üçüncü kişinin ağzından anlatmak yerine, hikayeyi anlatacak bir karakter kurgulamış, hoş olmuş. Hikaye bu ya, adı verilmeyen anlatıcımız, köyünün tarihini araştırmaya karar veriyor ve köyü hakkında yazılan bir kaç tarihçeden okuduklarını, dedesinin bir arkadaşının anlattıklarını ve diğer araştırmalarını derleyerek bize aktarıyor.
Tanios, Kfaryabda köyünün Şeyhi Francis'in kahyası Gerios'un oğlu. Ancak kitabın sonuna kadar acaba Şeyh'İn oğlu olabilir mi sorusu gündem de tutuluyor. Lakin asıl mevzu bu değil. Tanios'un doğumundan itibaren, Mısır Paşası ve Osmanlı Padişahı arasındaki çekişmelerin köylülerin ve Tanios'un hayatı üzerindeki etkileri anlatılıyor.
İlk bölüm biraz sıkıcı gibi gelse de anlatımın büyüsüne kapılmanız uzun sürmüyor. Maalouf'un diğer kitaplarında olduğu gibi tam anlamıyla bir Arap masalı tadında bir anlatım var. Çok güzel. Diğer kitaplar demişken, yazarın okuduğum diğer kitapları içinde (Doğu'nun Limanları, Işık Bahçeleri, Semerkand) kurgusu en derli toplu, en rahat anlaşılır olanı.
YKY, her ne kadar arka kapakta "seven bir kadın Lamia, otoriter ve çapkın bir Şeyh, aşk, nefret, ihanet ve tabi kii melodrammmm, üç perdeeee" tadında bir yazı kullansa da bu tanıtım, kitabın içeriğine hakaret. Lamia kitabın bir kaç yerinde geçmekte ve kurguya etkisi Tanios'u doğurmaktan ibaret. Kimsenin gölgesine sığındığı falan da yok. Ha bir de Esma denmiş. Esma denen kızın koca kitapta üç satır diyaloğu yok. Güzelim kitabı yerli dizi fragmanıyla lanse etmekle ayıp etmişler.
Tanios KayasıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20216,3bin okunma
Kitabı ilk bir öğrencimin elinde görmüştüm, kapağından ve isminden etkilenerek kitabı aldım. Gerçekten sıradışı bir roman ama serinin diğer kitaplarını almayı düşünmüyorum. Mevzu anlaşılmıştır, serinin devamı da aynı şeylerden bahsedecektir. Ayrıca kitabın dili çok basit. Özellikle Ahmet Hamdi Tanpınar gibi bir üstadı okuduktan sonra çok çok basit geliyor. Yinede okunmalı, ahiret inancını pekiştirir..
Kabirde İlk GeceSeyit Ahmet Uzun · Bilge Yayınları · 2009396 okunma
Mersin limanı satıldı.
İskenderun limanı satıldı.
Amerikalılar, Garanti Bankası'na ortak oldu.
Hülya Avşar'la Kaya Çilingiroğlu boşandı sayın seyirciler...
Bundan önemli mevzu yoktu.