“Hatta beni rahatsız eden şeylerden kurtulmak için ıssız yerlere gitmek, ama sonra büsbütün unutulmuş bir halde yalnız yaşamamak için ne yazık ki kendimi şeytana teslim etmek zorunda kaldım.”
Bir çeşidi sis içinde yaşıyordum; bu öyle bir sisti ki onun içindeyken, gülüşme sesleri duyamayacağım kadar hafifliyordu.
Geçmişten bu yana bende geniş bir yer tutan ilgisizlik dirençle karşılaşmıyor ve giderek sertleşiyordu.
Sis içinde yitip giden düz kıyıları ile nerede başladığı, nerede bittiği bilinmez. Hiçbir işaret noktası olmadan gittiğimizden hızımızı kestiremiyoruz. İlerliyoruz fakat hiçbir şey değişmiyor. Bir deniz yolculuğu değil, düş bu.
Kölelik mi, hayır, biz ona karşıyız! Kendi evlerimizde ya da fabrikalarda köleliğe yer vermek zorunda kalmak düzenin parçası ama bununla övünmek, işte o olmaz.