Avrupa'nın orta yerinde, bütün dünyanın gözlerinin önünde gerçekleşen 20. Yüzyılın en büyük trajedisine, Bosnalı Müslümanların soykırımına odaklanıyor. Gözyaşının gerçek anlamını, tam kavuşmuşken vazgeçmek zorunda kalmanın, ezilmenin, dışlanmanın .... Ve daha sayamadığım onlarca duyguyu anladığım, yaşadığım bir kitap. Tamamen gerçeklere dayanan kişisel hikâyelerden, acılardan oluşan ; siyasi meseleleri, sevgili , komşuluk, arkadaşlık, akraba gibi konularını ustalıkla karşımıza çıkarıyor Sinan Akyüz. Kendi kendini kurtaran insanların mücadelesi, vazgeçmeyişin öyküsü ancak bu kadar güzel anlatilabilirdi. Bu gercekeleri bize gösterdiğin için teşekkür ederim Sinan Akyüz....
" Bir duygu her karanlık çöküşünde gelip yakama yapışıyor. Onu yenmek için bir şeyler yapmak zorunda hissediyorum kendimi. Bazen korkum ve üzüntüm birbirine karışıyor. Sabrım, bütün korkularım, belirsizliklerim ve acılarım... Hepsi sanki bu duyguda bir araya gelmiş gibi. İşte o zaman aklıma sen geliyorsun, seni düşünüyorum. Özellikle de akşamın o ilk saatlerinde..."
İşte bunlar tam hayalleri gerçek olmuşken hayatı ters yüz olan bir genç kızın cümleleri, ailesini kaybetmiş , sevdiği adamı terk etmek zorunda kalan çaresiz kalmış bir kadının duyguları. En yakınlarındaki insanlardan darbe yemiş insanlar , onları savaşa sokan komşuları ve hayatlarını mahveden komşuları , arkadaşları.... Kelimeler düğümlendi ,yok oldu ,bitti...