Ömür Diyorlar Buna.
Ayfer Tunç'tan; Dünya Ağrısı, Kapak Kızı, Yeşil Peri Gecesi, Osman, Mağara Arkadaşları, Aziz Bey Hadisesi ve Evvelotel-Saklı'dan sonra okuduğum 8. kitap...
İsmini bir şarkıdan alan Ömür Diyorlar Buna; 188 sayfadan, 5 bölümden ve irili ufaklı 22 metinden oluşuyor.
AyferTunç, kimi zaman bir haberden kimi zaman ise bir
Öncelikle kitabı Yapı Kredi Yayınları'nın 4. baskısından okudum. Çeviren kişi Hülya Arslan isminde bir çevirmen. Şimdi en ilginç bilgiyi veriyorum: Hülya Arslan, kitabın Rusça metninden Türkçe metnine çevrilmesi için tam 5 yılını harcamış. Bir çeviri için oldukça uzun bir süre ve ciddi bir emek ortaya koyduğu kitabı okurken hissediliyor. Bu
Yazarın hayatından bahseden incelemeler baya varmış, biz de öyle başlayalım bakalım.
Anthony Burgers yaşamının bir yılını tümör olduğunu zannederek geçiriyor. Bu sırada para kazanmak için birşeyler yazıyor. Sonrasında ise böyle bir hastalığının olmadığını öğrenir. Burgess artık ünlü bir yazar olmuştur.
“Eee, ne olacak şimdi ha?”
Diye başlıyor
İlk defa bir kitap incelemesi yaparken cümlelerimi toparlayamıyorum. Çünkü yazmak istediğim o kadar çok şey var ki.
Limon Ağacı, bir Yahudi kızı olan Dalia ve Arap genç Beşir' in dostluğunu anlatıyor. Ortadoğu' nun kalbi ve iki farklı aileye meyve vermiş bir limon ağacı. Çok uzak bir tarihi anlatmıyor kitap. 1967 yılı Altı Gün Savaşları. Altı
Yazarımız Merlin Stone heykel sanatçısı ve sanat tarihi eğitmeni olarak yıllarca çalıştığı süre sonunda mesleği, dinler tarihi ve arkelojiye merak salmasında etkili olmuş ve bu sayede konu üzerinde uzun araştırmalar yaparak, pek çok inanışı yerinde, kendi sözlü ve yazılı kaynakları ile incelemeye karar vermiştir. Stone'un çocukluğundan yetişkinlik
Abdülkâdir Geylânî Hazretleri buyurur:
“Sadece tevbeyle iş bitmez. Asıl mesele, tevbede sebât etmektir. Nitekim bir ağaç dikmekte esas olan da ağacı dikmek değildir. Asıl mesele, dikilen ağacı büyütmek, meyve verir hâle getirmek ve dâimâ güzel meyve vermesini temin etmektir.”
Risale benim için deniz yolculuğunda etrafı türlü ferahlatıcı amillerle çevrili sekine verici bir serüven oluyor..
يَا بَاق۪ٓى اَنْتَ الْبَاق۪ى
cümlesindeki hakikatleri birkaç nüktede beyan ediyor ki insanın sırtından yükleri iniyor gibi bir rahatlık veriyor. "bir ameliyat-ı cerrahiye hükmünde kalbi masivadan tecrid ediyor, kesiyor."
Adem ve Havva'nın Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam tarafından paylaşılan hikâyesinde, cennetteki ilk insanların giysilerin eksikliğiyle ilgili bir sorunu yoktu. Sadece yasak meyveyi yedikten sonra çıplaklıklarının farkına vardılar. Onlar hakkında anlatılan hikâyelerde, üç dinde de ilk iki kișinin kıyafetine ya da bunların eksikliğine her zaman
Mümin hiçbir zaman ümidini kaybetmeyen insandır. Evet, kuru kuruya ümit olmaz ama kıyamet koparken bile dikeceğimiz ağacın meyve vereceği ümidiyle yolumuzu yürürüz. Ağacı dikeriz, ağaçla beraber umudumuzu da dikeriz. Yeşertecek Allah’tır, can verecek O’dur. Biz işimizi yaparız