Home
Search
Explore
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.40
Yazarın ‘’Rüzgarın Gölgesinde’’ kitabını çok beğendiğim için bu kitabını da görür görmez aldım. Serinin devam kitabı gibi gözükse de kurgu farklı. Ama kurgunun içerisinde bir önceki kitaptan çok sevdiğim Sempere ailesinin olması güzel sürprizdi. Carlos’un kitaplarında en sevdiğim şey yarattığı hikayelerin kitaplar ve kütüphaneler ile ilgili olması. Polisiye romanlar yazan bir yazar, gizemli bir ev ve tabiki kitapların büyüleyici dünyası..Ben çok sevdim..
Sevdiğim cümleler:
Benim ruhumun ihtiyaç duyduğu, kitapların ve sessizliğin var olduğu bir dünyaydı.
Gururundan ve kibrinden öldü. İşte buyrun, bedava bir mezar taşı yazısı.
Benim dünyamda büyük umutlar sadece bir kitabın sayfaları arasında yaşıyordu.
Çok ilginç bir eser. Abbasi Devleti'nin Moğollar tarafından yıkılmasından sonra hanedan üyelerinin bir kısmının Hakkari bölgesine gelerek burada kurdukları beyliğin tarihini anlatıyor. Osmanlılarla beraber onlara tabi bir konuma gelen beylik 1800 lü yılların ortasına kadar varlığını sürdürmüştür. Bölgenin Kürt ahalisi İrisan beylerinin halife soyundan gelmeleri ve Hz. Muhammed'e akraba olmaları dolayısıyla itaat etmişlerdir. Osmanlı-Safevi savaşlarında bağlı oldukları Osmanlıları desteklemişler, Şiiliğin Doğu Anadolu'ya girmesine karşı set olmuşlardır. Kürt tarihi için önemli bir eser. Yazar bu kitabı dönemin birincil kaynaklarından yazdığı ve geriye kalan vakfiyeler, mezar taşları, arşiv belgelerinden tezini desteklediği için bilimsel bir hüviyete sahip bir kitap. İlgilenenlerin okumasını tavsiye ederim.
Zamanın serhaddinde nöbet tutulabilir mi? Akrep ile yelkovan arasındaki en dar açıda itikâfa girilebilir mi?
Çölde sınırları ne belirler? Koca bir çölü ne ile doldurabilir insan? Çölün varlığı hangi ümidi örter? Varlığın çölü hangi korkuları doğurur?
Buzatti'nin tasvirine göre Bastiani Kalesinin ötesi, varlığın ontolojik bir depremle yerle bir
Trabzon'da dünyaya gelen iki süt kardeş. Biri cihana Sultan olan Süleyman diğeri gönüllere Sultan olan Yahya Efendi. Yolları kesiştiği andan itibaren gençliğe birlikte adım attılar. "İki olunca bir olmaz.Bir olmak için beraber olmak gerek . Biriniz mana ise biriniz kelamsınız, biriniz kılıç ise biriniz kaleminiz" dedi alimleri . Bu cümleleri yüreklerine mühür edip birbirlerine kenetlenerek büyüdü abi kardeş.
Zaman su misali aktı geçti. Süleyman cihana sultan oldu,abisini de yanına çağırdı ve abisi İstanbul'a gitti .Yahya İstanbul'un dört muhafızlarından bir gönül eri oldu. Yıllar sonra bir dergahı oldu.Bu dergahın tekrar düzenlenmesi gerekti. Mezar taşlarını okuyup kayıt etmek için Halil isimli bir genç görevlendirildi.
Bir yaşlı amca ile kesişir yolu Halil'in. Aslında sadece yaşlı amca ile kesişmez yolu. Ölüm ve ölümle ilgili her şey çıkar yoluna. İnceden inceye düşünür yaşadıklarını. Ölümün manasını özümser.
Kitapta anlatılanlar eş zamanlı olarak sunulmuş. Tarih ve tasavvufun harmanlanması çok güzel. Sürükleyici, sade bir dille sizi başka bir diyara götürecek bir eser. Fatih Duman'ın okuduğum 2. eseri ne desem az kalır. Yahya Efendi Dergahını bir gün ziyaret etmek nasip olur inşaAllah. Istanbula gidip tüm bu güzelliklerden, alimlerin varlığından haberdar olmamak beni üzdü lakin geç olsun güç olmasın .Emeğiniz daim kaleminiz kavi olsun. Kitaplığınızda ve gönül rafınızda 3 harfli kitaplar mutlaka olmalı diye düşünüyorum. Keyifli Okumalar
104 syf.
·
Not rated
·
Liked
Gözüne Dünya Kaçan Adam: ÖZDEMİR ASAF
"Bana ıslak bir bez verin dünyanın tozunu alayım."
Cumhuriyet dönemi Türk şairlerinden Özdemir Asaf, öyle güzel anlatılmış ki; evliliği, yasak aşkı, 'r' harfini söyleyemeyişi, 1971 yılında açtığı 'Şimdi-Biblio Bar' yeri, hatta defnedildiği mezar yeri...
Kitapta şairin hayatından, sanat dünyasına bıraktığı izlerden bahsedilirken onunla beraber birçok şaire de yer verilmiş.
Kitap; 58 yaşında vefat eden Asaf için Can Yücel'in 'Cenaze Dönüşü'ndeki mısralarında şairin 'r' harfini söyleyemeyişini kaleme aldığından da bahsediyor.
"Anlaşıldı bu
R'lerin intikamı
Onlar yuttu Özdemir Asaf'ı"
Atilla Özkırımlı ise, "Ne zaman Özdemir Asaf'ı düşünsem, bir çift bıyık düşer aklıma. Uzun bir yüzde düşüncenin ağırlığıyla sarkmış bir çift bıyık..."
Kitabın içinde yer alan görseller kitaba daha da bağlıyor okurken.
Türk Edebiyatı'nin önemli isimlerinden, ruha dokunan birçok şiire imza atmış üstadımızı anlatan bu kitap gerçekten hazine değerinde.
"Dünya o kadar büyük ki; Bir noktayım ortasında, ne yapsam.
Bazan da o kadar küçülüyor ki dünya,
Devrilecek sanıyorum, kımıldarsam..."
İyi ki bu dünyadan bir Özdemir Asaf geçmiş.
Söylemek İçin Çırpındığım Gecelerde Siz YoktunuzHamdi Murat Karakütük · Hayykitap Edebiyat Yayınları · 202164 okunma
“Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar,
Ne de şeytan bir günahı,
Seni beklediğim kadar.”
Üstat Necip Fazıl Kısakürek’in ilk öğrendiğim ve nedense yeri bende ayrı olan şiiridir. Ortaokul yıllarıydı Edebiyat Öğretmenimiz Üftade Bey’in sonsuz “Kısakürek” sevgisini bizlere aşılaması ve her ay bir şiirini ezberlememize vesile olmasıyla kendisiyle tanışmamız. Biyografi Üstadın gizemli dünyasına kapı aralıyor. Osmanlı’nın son deminde dedesi Mehmet Hilmi Efendi’nin konağında yetişmiş, küçük yaşta kardeşinin ölümüyle sarsılıp birçok acıyla yoğrularak “Çile” diye nitelendirdiği hayat yolunda yürümeye devam etmiş. Davasının uğrunda korkmadan mücadele veren, dört duvar arasında imtihanını sürdürerek; kendini anlamak ve anlaşılmak için yazan özgür bir ruh…
Ziya Gökalp, Ahmet Haşim, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Kutsi Tecer, Peyami Safa, Hasan Ali Yücel, Nazım Hikmet Ran gibi Edebiyatımızın mihenk taşlarından olan Edebiyatçılarla yakınlığı, arkadaşlığı, öğretmen – öğrenci ilişkisini okurken beni benden aldı. “Ah” dedim “zaman makinesi diye bir şey olsaymış keşke okumak yerine bu edebi şöleni gözlerimle görseymişim…”
Dolu bir içeriğe sahip olan bu biyografiyi size anlatırken neyden bahsedip neyi unutmasam diye sabırsızlanırken yüzümde tebessümle okuduğum kısmı atlamak istemem. O da üstadın Şeyh Abdülhakim Arvasi Hazretleri ile tanışması oldu. Detayları okumanız için kitabı tavsiye eder, yazımı da üstadın; şeyhi Arvasi hazretlerine, yazdığı ikilik ile noktalamak isterim.
“Bana yakan gözlerle bir kerecik baktınız;
Ruhuma, büyük temel çivisini çaktınız.”
40 syf.
8/10 puan verdi
Çeşme, cami, kule, medrese, kütüphane, askeriye vs kitabeleri, mezar taşları, levhalar, madalyalar, para ve pullar gibi nesnelerin üzerinde bulunan Osmanlıca Türkçesi ne anlama geliyor çözümlü bir şekilde izah ediliyor. Yazıların tam okunması için matbu hat ile de yazım örneği gösterilmiş.
Osmanlıca Türkçesi 4. Kura hitap etmektedir.
"Elveda Max, elveda Nadia."
Belki de etkisinde aşırı derecede kaldığım ilk kitap. Bittikten sonra kendime gelemeyişim... Ah, Zülfü Livaneli sen ne güçlü bir kaleme sahipsin öyle. Hem olayı yaşadım, kendimi orada hissettim hem de şaşkınlık geçirdim. Böyle bir eseri neden daha önce okumadım diye de kızmıyor değilim kendime. Tekrar okurum diye içimden geçiriyorum desem yalan olmaz.:)
Kitap biter bitmez kendimi struma gemisiyle ilgili araştırma yaparken buldum.Umutla binilen ama 769 kişiye mezar olan gemi. Olayın gerçek oluşu daha da sarstı beni. Ben sadece okumakla yetindim o zamanı. Ya onu yaşayanlar o gemide bulunanlar neler hissetmişti. Devamını dilim getirmeye varmıyor. Belki de bu kitabı okuduktan sonra siz de benim gibi şaşkınlık geçirir, sizin için farklı bir bakış açısı doğar. Tıpkı Maya Duran gibi. Bence vakit kaybedilmeden hemen okunması gereken bir kitap.
400 syf.
10/10 puan verdi
ÖNEMLİ!!! Lütfen benimle ayni hisleri paylaşıyorsanız KONUŞALIM!!!
Biraz uzun olacak lütfen dişinizi sıkıp sonuna kadar okuyun.
Herkes kitapla ilgili yeterince detay vermiş, ben seri hakkında başka bir konuda konuşmak istiyorum.
İlk önce serinin gerçek sıralamasını yardımcı olmak adına yazmak istiyorum:
Night Huntress/Gece Avcısı
-Reckoning: From Unbound (0.5)
-Mezarla Randevu (1)
-Happily Never After
ÇOCUK O DAHA
Maksim Gorki nin kalemi ile tanıştığım ilk eseri. Biraz Şeker Portakalı tadında ama benim için onun yerini hiçbiri tutamaz :)
Fakirlik, ebeveyn kaybetme , kardeş kaybı , anne sevgisinin olmaması , dede korkusu , ezilerek büyümeye çalışma, haşarı meraklı bir çocukluk :)
Galiba kitap içerisinde ne ararsam vardı. Okurken günümüz dünyasını görmedim desem yalan söylemiş olurum.
Anlayamadığım noktaları oldu elbet ama bu noktaları diğer eserlerinde çözmeye çalışacağım.
Kitapta kimseye üzülmedim aslında :) Tek bir kişi harici...
o da mezar bekçisinin oğlu , bizim yaramazın masum arkadaşı.
Sevgi dolu ninesi yetişmesinde izler bırakmamış olsaydı cani bir çocuk olabilirdi. Sevgisiz bir çocukluk geçiren her insan gibi kötümser düşünceler ile büyüyebilirdi.
Kendi hayatını kaleme aldığı üç eserden ilki olan kitapta yaşadığı çevreyi , insanları , hayatı yormadan yalın bir dil ile kaleme alan yazarımız etrafında bulunan renkli kişilikleri, büyümesine yardımcı olan insanları , karakterine ekleme yapacak olayları anlatıyor.
