Uzaydan gelen ziyaretçiye göre İsa hikayelerinin kusuru, İsa 'nın pek öyle görünmemekle beraber evrendeki en kudretlik varlığın oğlu olmasıydı. Okuyanlar bunu anlıyorlardı ve iş çarmıha gerilme sahnesine geldiğinde haliyle şöyle düşünüyorlardı: Hah işte! Bu sefer linç etmek için yanlış adama çattılar! Bu düşüncenin bir kardeşi vardı tabii: "Linç etmesi sakıncasız insanlar vardır." Kimler peki? Sağlam bağlantıları bulunmayanlar. Falan filan.
Sayfa 97 - AprilKitabı okudu
"Dilekler at olsaydı dizginleri dilenciler kapardı."
April YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Hayat bu!
“Billy, yattığı hendeğin dibinde karşılık vermedi, çünkü konuşmayı sürdürme isteği duymuyordu. Oysa kanlı et konusunda biraz bilgisi olduğunu söylemek geçiyordu neredeyse içinden. Hiç değilse çocukluğunun her günü güneşin doğuş ve batışında acıyı, iğrenç yaraları seyretmişti. Ilium'daki küçük odasının duvarın da çok korkunç bir haç vardı. Sanatçının isa' nın vücudu üzerindeki bütün yaraları gösterişin-deki ustalık karşısında bir askerî cerrah büyük hayranlık duyardı. Mızrak darbesi, dikenli çalıların bıraktığı yol, demir kancaların izi. Billy'nin isa'sı korkunç acılar içinde ölüyordu. Acıma uyandırıyordu. Hayat bu.”
Dünya'da bildiğimiz bir anın diğerini tespih taneleri misali takip edişi ve geçen anın ebediyen geçtiği kavrayışı, kuruntudan ibarettir. "Bir Tralfamadorlu, bir ceset gördüğünde sadece ölünün o an için kötü bir durumda bulunduğunu ama diğer bir sürü anda gayet iyi olduğunu düşünür.
Sayfa 34 - aprilKitabı okudu
Hiçbir şey hissetmeyip canlı kabul edilmek ne hoş.
Sayfa 95 - April YayıncılıkKitabı okudu
Annesinin yanında utanç ve nankörlük hisleriyle doluyordu Billy. Çünkü annesi Billy'yi dünyaya getirmek ve hayatta tutmak için onca zahmete katlanmıştı. Oysa hayattan hiç haz etmiyordu Billy.
Sayfa 92 - April YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Geri157
580 öğeden 571 ile 580 arasındakiler gösteriliyor.