Halil Cibran tam bir filozof, Ermiş, Gezgin, mezcup...
Merakla okumayı istediğim yazarla Ermiş kitabıyla tanışmış ve yazara hayran olmuştum. Ardından Kum Ve Köpük kitabıyla da ikinci stefan Zweig imi bulmuş oldum.
Kısacık bir kitap bu kadar mı dolu olur, bu kadar mı düşündürür. Aforizma ve söylemleriyle kişisel gelişim kitaplarını rafa
Kafayı yemiş bir çağın göbeğindeyiz kuzum
sadece annenler değil,
bütün coğrafya delirmiş.
Tek ben değilim mezcup, mahalleniz komple manyak
lakin seni koruyamam, koruyacak yerlerim yara
Bir adam gördüm, bir kapının önüne oturmuş düşünüyordu. Saçı sakalı birbirine karışmış üstü başı da perişandı. Kafasını belli ritimde sallıyor arada kimsenin anlamadığı birseyler mırıldanıyordu.
-Kim bu adam ,diye sordum.
- O bir mezcup dediler ve anlattılar hikayesini.
Önünde oturduğu kapıyı çalmış günlerden bir gün.
İçerden bir ses ’ Kim O ?’ demiş.
Ciddiye almış bu soruyu o günden bu zamana düşünmüş.
SAHİ KİMİM BEN?
Şimdi durup düşünmelisin biraz, ders çıkarmalısın, seni uçuruma iten düşlerine biraz mola verme zamanı gelmiştir artık... Böyle anlarda bir yerden tanrısal bir huzura varacak ve yalnızlığın kıyısında tutunmaya çalışacaksın o havari yüreğinle... Seni bilirim ben, yalnızlığın kıyısına tutunmaya çalıştığın yüreğinin o mezcup kıvranışını bilirim... Gözlerinin altından süzülen o berrak çiğlerde bilirim ümitsizliği. Anlaşılan fazla aşktan belki dolmuştur bardağın artık, azıcık soluklanmak için o havari yüreğini tenhalığın kıyısındaki uçurumun kenarına iterim...