Mezgit
gözlerimizin arasına ağ örüyor bir örümcek; sırası değil, şimdi ağlama!
Sayfa 33 - SEL YayıncılıkKitabı okudu
Başkaları ne satın alıyorsa onu satın alırım genellikle. Kuyrukta önümde duran kadın mezgit alınca akşama mezgit pişirmek bana da güzel görünüyor. “Tek mezgit yiyen biz değiliz,” diyeceğim Epsilon’a. Bunun hoşuna gideceğini biliyorum...
Sayfa 22 - Kjersti SkomsvoldKitabı okudu
Reklam
Tutunamayanlar’ımsııı!
Ve ertesi sabah okul ve Sifon, Mezgit, Hopçuk, Mistral, Eksiyeiç ve accusativus cum infinitivo, Soluk Benizli, kâhin ozan ve herkesin gündelik yapamamazlığı ve sıkıntı, sıkıntı, can sıkıntısı! Ve yine aynısı! Yine kâhin ozan kâhin ozanlık ediyor, öğretmen ozanla saçma saçma saçmalıyor, ekmek parası kazanıyor, sıraların altında öğrenciler bezginlik
Lewis Carroll
“Biraz daha hızlı yürür müsün?” dedi mezgit salyangoza, “Hemen arkamızda bir domuz balığı var, basıyor kuyruğuma.”
Ona neden mezgit dendiğini biliyor musun? … Bak anlatayım sana. Önceleri adı bezgitmiş. İşsiz güçsüz bezgin bezgin dolaşır dururmuş dünya sularında, sonunda bundan bıkmış, gitmiş yerleşmiş Avrupa sularına. Başlamış ayakkabı işine. İşleri iyi gitmiş, çok da mesutmuş, adını mestgit olarak değiştirmiş. Bu sonra zamanla mezgite dönüşmüş.
Sayfa 107 - Yabancı Yayınları 2017
Karanlık Çağ
Çoğu kişi hatta yoksullar bile en azından inek, at, keçi ve domuz etine ulaşabiliyor; morina, mezgit, turna balığı ve levrek yiyebiliyordu. Britanya'nın başlıca mahsulleri yumurta, ekmek, lahana, şalgam ve peynirdi. Eğer o yılki hasat iyi geçtiyse sofraları hiç de zayıf veya lezzetsiz olmuyordu.
Sayfa 61
Reklam
37 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.