Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
304 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kadim Yezidilik dinini mezhep olarak tanımlıyor, bu mezhebin takipçilerini de yanlışlıkla Yezit'e bağlıyor, aslında 'Ezdai' kelimesinden bozma Yezidilik inancı ile emevi Muaviye Bin Yezit arasında sadece bir isim benzerliği bulunması Baki hocamızın gözünden kaçmış. (Nadir de olsa, sözde tarafsız bazı araştırmacıların satır arasında onun fikirlerini önemsizleştirme çabasında olmaları aslında tek amaçlarının onun hayat görüşüne karşı siyaset yapmak olduğunu da bilmekteyim.) Abdülbaki Gölpınarlı'nın kitaplarının ne kadar kapsamlı olduklarını bilen bilir; bu konulara genel olarak ilgisi bulunmayanlarsa, kendisinin çalışmalarında bir araya getirdiği 'isimler' ve bu isimlerin ürettikleri yapıtlarda İslam Tarihi ve Anadolu Edebiyatı açısından ifade ettikleri anlamlara getirdiği yorumlamaları ve derinlikli bilgisinden zaten mahrum kalmış demektir.
100 Soruda Türkiye'de Mezhepler Ve Tarikatler
100 Soruda Türkiye'de Mezhepler Ve TarikatlerAbdülbaki Gölpınarlı · Gerçek Yayınları · 196910 okunma
Said Nursi'nin her suale cevabı varmış(mış).
HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorardı. Atasözü "Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1) "Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
Sayfa 56 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Reklam
Yaşar Kutluay, Mezhepler Tarihi Yönünden Said Nursî ve Nurculuk başlıklı makalesinde Said Nursî'ye izafe edilen özellikleri sıralayıp bu özelliklerin benzerlerini İslâm Mezhepleri Tarihi'nde aramış ve demiştir ki: Bazı gerçeklere "hakke'l-yakin", "ayne'l-yakin" derecelerinde ilhamla vakıf olması özelliği de Said Nursî'ye mahsus kalmamakta, bu konuda bütün malûm imamlarla yani Şii imamları ve onlar dışında bilhassa Muhtar es-Sakafi ile birleşmektedir. İstikbalde olacak olayları şahıslar, zümreler, milletler çapında- vuku bulmalarından önce haber verme konusunda da yine Muhtar'a çok benzemektedir... Yaşar Kutluay, Mezhepler Tarihi Yönünden Said Nursî ve Nurculuk, İslam Tetkikleri Enstitüsü Dergisi, cild III, cüz 3-4, 1959-1960, 221.
Sayfa 53 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
İslam mezhepleri tarihi dersine çalışıyorum konu şia, dersin başında her kalktığımda kelimeyi şehadet getiriyorum özellikle zeydilerde.
Bir Mezhebin Devletleşmesi
İran'daki mezhep değişimi, erken modern dönemde Yakın doğuda yaşanan konfesyonalizm (bir mezhep veya dinin siyasi otorite ile özdeşleşmesi) sürecinin önemli bir unsurudur. Konfesyonalizm ifadesi ile dini kimlik mezhepçilik ve yönetim arasındaki artan ilişkiyi kastediyorum. İslam tarihinin hatırı sayılır bir kısmı boyunca İslamiyet'in hakim olduğu topraklarda farklı mezhepler bir arada yaşamış çoğunlukla birbirlerine epey yakın bölgelerde bulunmuştu. Konfesyonelizm süreci ile siyasi bir grubun belli bir mezheple ya da İnançla özdeşleştirilmesini getirdi. Bu da belli bir bölgede yaşayan insanların güçlü bir mezhep kimliğine sahip olmaları ve dolayısıyla mezhepler arasında giderek sertleşmesi anlamına geldi. Devlet otoritesi hak ve sapkın mezhep arasındaki farklılıkları belirlemede gitgide daha doğrudan bir rol üstlendi, sapkın oldu ilan edilen kişilere ağır cezalar uygulandı. Konfesyonalizm aynı zamanda bir grubun kendi içindeki politikalarını ve diğer gruplarla ilişkilerinde mezheplerinin gereklerine göre yerine getirmeye başladıkları anlamını taşır.
DT
Yezid
imam-i rabbani, yezid'in saadetten uzak ve fâsıklar zümresinden bir kisi oldugunu acikca ifade etmiştir. yezid'in sahabeden olmadigina dikkat çeken imam-i rabbani, "onun yaptigini frenk kafirinin yapmadigini" söyleyerek, onun yaptiklarini şiddetle tenkit etmiştir.
Reklam
272 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü Kelâm Anabilim Dalında Prof. Dr. Olarak görev yapan hoca, bu alanda geçmişten beri mütehassıs derecede tahsil ve çalışmalarda bulunmuştur. Kitap, İmam-ı Azam Ebu Hanife hakkında Türkiye’de yapılmış çalışmalardan faydalanarak hazırlanmış. Vasıl b. Ata hakkında ise Türkiye’de
Ebu Hanife ve Vasıl Bin Ata
Ebu Hanife ve Vasıl Bin AtaAbdulhamit Sinanoğlu · Rağbet Yayınları · 20205 okunma
Susmayan beynim yüzünden sabah sabah aklıma rahmetli Hc. Abbas dedemle memleketimiz Kars'ta yaşadığımız bir anı geldi aklıma. Dedem genelde öyle şeyleri bilerek yaşatır ki bizzat öğreneyim diye bazen böyle şeyler yaşardık. Ben meseleyi anlayınca oda kendi bildiklerini de üzerine eklerdi. Yani dedemle yaşamak 7/24 müptezel gibi kitap okumak
Osmanlı Dönemi ve Laiklik
Zira, Osmanlı toplumu ve İslam Batı toplumları ve Hıristiyanlık'tan tamamıyla farklı özelliklere sahiptir Ne laikliğe zemini hazırlayan Kilise benzeri bir kuruma ve ne de laikliği oluşturan Kilise-Devlet çatışmasına ve ne de mezhepler arası çatışmalara/savaşlara genelde İslam ülkelerinde ve özelde de Osmanlı'da tanık olunmamıştır. Bu nedenle, Batı'daki anlam ve uygulamasıyla laikliğin savunulmasına ve uygulanmasına yönelik gayretlere Osmanlı dönemin de rastlamak hiçbir şekilde mümkün olmaz.
Reklam
Hiçbir din mezhepler denilen dini konulardaki görüş ayrılığını öngörmez ve istemez. Mezhepler dini anlamdaki insansal oluşumlardır. Bu oluşumlarda siyasal ve toplumsal ortam, başka kültürlerden ve dinlerden etkileşimler büyük rol oynar.
Bir gün gelecek,açların yemeğe saldırması gibi milletler üzerinize saldıracak. O gün sayıca az mı olacaz ya Râsûlallah? Hayır, tersine o gün sayıca çok olacaksınız. Ancak, selin getirdiği çöplerden farkınız olmayacak. Sizin heybetiniz,düşmanlarınızın kalbinden silinecek,sizin kalpleriniz endişe(vehen) ile dolacak. Vehen nedir ya Rasûllallah? Dünya sevgisi ve ölüm korkusudur.
Onlar,hâlâ Kur'anı gereği gibi düşünmeyecekler mi?
824 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.