İlber Ortaylı ile Buluştuk!
Bugün
İlber Ortaylı
İlber Ortaylı
ile birlikte yeni kitabının lansmanı için özel bir etkinlikte bir araya geldik! 🤓 Cumhuriyet’in 100. yılına girdiğimiz bugünlerde bize yeni çıkmış olan
Cumhuriyet'in Doğuşu
Cumhuriyet'in Doğuşu
kitabının içeriği hakkında bilgi verdi. Cumhuriyet’in bir tek Sovyetler zamanındaki Rusya’da ve Türkiye’de uygulanabilmiş olmasının öneminden, eğitimde ve sağlık hizmetlerinde sağladığı eşitlikten bahsetti. Ayrıca %10 oranında okuryazar olan bir toplumun yıllar geçtikçe nasıl büyük oranda okuma yazma öğrendiğini de anlattı.
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
’ün Cumhuriyet’i kabul ettirmekteki başarısına odaklanılan lansmanda, o dönemde karşısına çıkarılan engelleri de dinledik kendisinden. Dile kolay, üzerinden 100 yıl geçmesine rağmen hâlâ ismi ve fikirleriyle hayatımıza etki edebilen bir önderden bahsediyoruz sonuçta. Konumuz sadece Cumhuriyet de değildi. Bir ortamda İlber Hoca varsa orada pek çok şeyden de bahsedilebiliyor. Mesela ülkemizdeki eğitim sisteminin nereye doğru gittiğinden ve gereğinden fazla sayıda açılan üniversitelerin ortaya çıkardığı niteliksizlik sorunundan da bahsetti kendisi. Düşünün ki, Almanya’da sadece 40 tane hukuk fakültesi olmasına rağmen bu sayı çok diye tepki gösteriliyormuş. Ama bizde bu sayı 2 katından da fazla olduğu için niteliksiz mezunların da artmasının kaçınılmazlığından bahsetti. Her ne kadar bazı kitaplarında gerçekçilikten uzak öneriler verdiğini düşünsem de kendisi bu ülke için önemli bir entelektüel değer. Fırsattan istifade bende olan bütün kitapları için de imzaları kaptım tabii. Hem kim bilir, belki de ilerleyen günlerde beraber video bile çekeriz 🥳 instagram.com/p/Cz37wGKtG5q
Atanamayan mezunların hali
Yolunu kaybetmiş bir kedi misali açlıktan ve soğuktan ölmeden önce tüm meslekleri yapmış olacağım.
Sayfa 222
Reklam
138 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
İncelemeye bu alıntı ile başlamak istiyorum. Ah be gülüm! Ah be nar çiçeğim! Böyle mi olmalıydı bu aşkın sonu? Kitabı iki sefer beğenerek okudum kitap öykü şeklinde yazılmıştır her öyküde bir yere değinmektedir zamanında devlet tarafından işkence gören çoban üniversiteli mezunların işsizliği gecekonduların yıkılp yerine avm yapılması fabrikada çalışıp ekmeğinden olan işçiler işsizlikten mevsimlik işçiliğine giden yoksul ailelere kadar değiniyor bazen de siyaset olarak gönderme yaptığı yerlerde vardı kitapta Keyifli okumalar
Devran
DevranSelahattin Demirtaş · İletişim Yayınları · 20198,5bin okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
Bozkırdaki Kıvılcım; Köy Enstitüleri
"Bak Makal, beni dinliyorsun, sıkılma, biraz daha dinle: Biz köylü çocuklarının kıskanılmasını iki noktada topluyorum ben: Ağaların çıkar kapılarını değiştirip yoksul ve geri kalmış köylümüze geçitler tanımış olmak. Öteki de, yaşam boyu toprağa basan ayakların, kaldırım taşları çiğneyenler karşısında görülüp sözü geçen, yol gösteren ve
Bozkırdaki Kıvılcım
Bozkırdaki KıvılcımMahmut Makal · Güldikeni Yayınları · 199743 okunma
Kore, 1960'lar ve 1970'lerdeki ekonomik kalkınma hamlesinin ilk günlerinde, uygulamalı uğraşlara karşı olan eski Konfüçyüsçü kültürel önyargılar nedeniyle gençlerin bilim ve mühendislik gibi meslekleri üstlenme konusunda isteksiz olduğunu gördü. Buna karşılık, Kore hükümeti kasıtlı olarak beşeri ve sosyal bilimler bölümlerindeki kontenjanları ve bu bölümlerin finansmanını kısıtlayarak bilim ve mühendislik mezunlarının en iyilerinin büyük ölçüde kısaltılmış askerlik hizmeti yapmalarına olanak sağladı. Tabii bu mezunların gireceği uygun işler olmasaydı daha fazla gencin bilim ve mühendislik alanlarından mezun olması ve diğer birçok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi bir sürü yüksek eğitimli işsiz demek olacaktı. Bundan kaçınmak için Kore hükümeti kamu politikası müdahalesi yoluyla sanayileşmeyi teşvik etti ve böylece bilim ve mühendislik mezunu bu gençlerin mezun olduktan sonra girebilicekleri iyi maaşlı ve entelektüel olarak tatmin edici işler yarattı.
Sayfa 11 - DomingoKitabı okudu
"Enstitüler kapatıldı ama bu arada, bu kısa yaşama döneminde, 17.000 mezun verdi. Bu mezunlar köylere dağıtıldı. Yazarlar, sanatçılar, bilim adamları çıktı bu köylü gençlerden. Köy yazınını Türkiye'nin en çok okunan yazını haline getirdiler. Halk müziğini yaydılar. Radyolarda çaldırdılar. Özellikle 60'/ı yıllardaki Türkiye'nin demokratikleşme döneminde bu mezunların kanımca büyük rolü oldu."
Sayfa 42
Reklam
"En zeki öğrenciler tıp ve mühendisliğe gidiyorlar. Ikinci derece mezunlar ise iş idaresi ve iktisat gibi bölümlere giderek birinci derece mezunların yöneticisi oluyorlar. Üçüncü derece mezunlar ise siyasete yöneliyorlar ve ülkenin siyasetcileri olarak birinci ve ikinci derece mezunlara hükmediyorlar Fakat eğitimde tamamen başarısız olanlar ise ordu ve emniyete katılarak siyaset ve iktisata tahakküm ederek, onları mevkilerinden indirip, isterlerse öldürüyorlar. Gerçekten dehşet verici olansa asla hiçbir okula gitmeyenler din adamı oluyorlar ve herkesin kendilerine itaat etmesini sağlıyorlar." Jane Marriot
"Mezunların diplomayı aldıktan sonraki bir yıl içinde iş bulma oranı" ölçütünde yüksek puan almak için mezunlarına "iş buldunuz mu?" diye mektup yazıp cevap vermeyen herkesin işe girdiğini varsayarak veri uyduran üniversiteler de var, "spor salonunun büyüklüğü" kriterini tutturmak için labaratuvarlardan fedakarlık eden de. Her şey birkaç sıra daha yükselebilmek için.
Sayfa 142Kitabı okudu
En zeki öğrenciler tıp ve mühendisliğe gidiyorlar.  İkinci derece mezunlar ise iş idaresi ve iktisat gibi bölümlere giderek birinci derece mezunların yöneticisi oluyorlar.  Üçüncü derece mezunlar ise siyasete yöneliyorlar ve ülkenin siyasetçileri olarak birinci ve ikinci derece mezunlara hükmediyorlar.  Jane Marriot
İşte stratejileriyle ünlü İngiltere'nin bir büyükelçici olan Jane Marriot'un, İngiliz avam kamarasına sunduğu Arap dünyasında eğitim konulu rapor... "En zeki öğrenciler tıp ve mühendisliğe gidiyorlar.  İkinci derece mezunlar ise iş idaresi ve iktisat gibi bölümlere giderek birinci derece mezunların yöneticisi oluyorlar.  Üçüncü derece mezunlar ise siyasete yöneliyorlar ve ülkenin siyasetçileri olarak birinci ve ikinci derece mezunlara hükmediyorlar.  Fakat eğitimde tamamen başarısız olanlar ise ordu ve emniyete katılarak siyaset ve iktisata tahakküm ederek, onları mevkilerinden indirip, isterlerse öldürüyorlar.  Gerçekten dehşet verici olansa asla hiçbir okula gitmeyenler parlamentoya seçiliyor, kabile şeyhlerini kullanarak herkesin onlara itaat etmesini sağlıyorlar."
Reklam
En sık dile getirilen teşhislerden biri işsizlik; özellikle de yeni mezunların iş aramaya çıktığı emek piyasasında, işverenlerin yeni iş alanları açmak ve sermayeyi bu yönde kullanmak yerine emek maliyetini düşürerek, mal varlıklarını eriterek kârlarım yükseltmeyi tercih etmeleri işsizliğin başlıca nedenleri arasında gösteriliyor.
Sayfa 22 - Can yayınlarıKitabı okuyacak
“Kimsin sen?” diye sordum. “Gece bekçisiyim. Polis çağırmadan defol burdan!” “Neden? Mezunların balosu bu ve ben mezunlardan biriyim.” El fenerini yüzüme tuttu. Orkestra, “Koyu Mor” adlı parçayı çalıyordu. “S..tir!” dedi. “En az yirmi iki yaşındasın sen!” “Yıllıkta resmim var, 1939 mezunu, Henry Chinaski.” “Neden dans edenlerin arasında değilsin?” “Boş ver. Eve gidiyorum.” “Öyle yap.”
Sayfa 274Kitabı okudu
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
ANLATAMAYA GEREK VAR. GÖRMÜYORUZ (!)
*MÜKEMMELE 1 KALA* (Mükemmel olan henüz yazılmamış olandır falan filan) Merhaba 1K. 53 yaşında, henüz samanın yeni yeni pamukla kaynaştığı, sarısı daha yoğun formülize edilen bu esere dokunmanın tatlı hissiyatı yanında, içeriğinin nesilden nesile aktarılması görev sayılacak kadar önem teşkil eden bu şaheseri incelemek benim için bir onurdur.
Batıcılık, Ulusçuluk ve Toplumsal Devrimler
Batıcılık, Ulusçuluk ve Toplumsal DevrimlerNiyazi Berkes · Kaynak Yayınları · 200222 okunma
Ama biliyor musunuz ki, sizin o yüksek okullarınızdan da hayatın bilgeliğini bilmeyen yığınlar mezun oluyor. O mezunların kafaları kitap bilgileri ile dolu ama hayatın bilgeliğinden haberleri yok. Onlar birer aydın değil, birer aydın müsveddesi... Pahalı siyah ve kırmızı ağaç ile palmiye ağacından yapılmış mobilyalar var, bir de siyah ve kırmızı ağaç taklitleri, meşe ve ceviz taklitleri söz konusu. Meşeye benziyor ama meşe değil, sadece meşe taklidi. Palmiye ağacına benziyor ama palmiye değil, sadece palmiye taklidi. Aynı benzetme yüksek okul diplomasına sahip binlerce insan içinde geçerli. Bunlar da aydın değil, aydın taklidi yapmakta. Öğrencilerinize yüksek okulların birer diploma atölyesi değil tüm ülkeyi akli ve ahlaki olarak aydınlatan canlı mum fabrikaları ve merkez istasyonlar olduğunu anlatın.
Sayfa 156 - Yabancı YayınlarıKitabı okudu
bir takım kendimce şeyler
Daha kampüs yüzü görmeyen kütüphanelerde sabahlamayan bilimsel makalelerde kaybolmayan televizyon ve internetteki şaklabanlardan başka akademik konuşma görmeyen kişiler başımıza filozof oldular ya bir yanım ne güzel işte daha yolun başında böyle çalışkan olan bu çocuklar mezun olunca neler yapmaz toplumsal huzura ve sığ cehalete karşı mücadeleye ne büyük katkı sağlar derken bir yanım kavrama yetisinden yoksun bu arkadaşların sadece bilgi körlüğüyle ne kadar katı ve duyarsız olabileceklerinden endişeli... bir yanım da mezunların çapsızlığına hayat telaşında kaybolmalarına kızıyor demek ki her kütüphanede sabahlayandan da olmuyor en azından bu taze kanları henüz yozlaşmadan sadece desteklemek ihtiyaç olduğunda yanlarında ama asla karşılarında olmamak lazım diyor ama hiç de güven vermiyorlar bilemiyorum bu konu bu kadar önemli mi bence önemli kafamda yer etmeli mi hayır peki neden düşünüyorum bilemiyorum...
148 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.