Küçükken ezberlediğim ilk şarkı sözleri "Tektaşımı kendim aldım tek başıma kendim taktım." dı. İkincisi ise "Sana sarı laleler aldım çiçek pazarından." Bu yüzden Nil Karaibrahimgil ve MFÖ'nün yeri bende hep ayrı olmuştur. Büyüdükçe Nil'in şarkı sözlerinin anlamlarını anlamaya başladığımdan daha da hayran oldum kendisine. Dedim ne kadar benziyoruz, benzer hikayeleri yaşıyoruz, düşünüyoruz... Sonra markette bu kitabı gördüm tek başına indirim sepetinde duruyordu öyle. Hemen kaptım. İyi ki de kapmışım. O kadar mutlu oldum ki okuduktan sonra. Şarkılardan ve azıcık gördüğüm röportajlarından anladığım kadarıyla bağdaştırıyordum kendimle ama elinden yazılmış bu yazıları okudukça daha da emin oldum. Ve o kadar güzel hissettiren yazılardı ki başlığının altını sonuna kadar doldurmuştu. Ben de çok yazarım, günlük tutarım ve aklıma o an ne eserse o konu hakkında da yazarım. Sanki Nil Karaibrahimgil'in günlüğünü okuyo gibiydim bir andan ya da kendiminkini :) Arada Mazhar Alanson ile konuşmalarını da yazmıştı kitaba onlar da beni ayrı mutlu etti. Sanki ben de yanlarında onlarla konuşuyormuş gibi hissettim. Bilmiyorum belki çocukluğumdan bu yana bağ kurduğum sanatçılar olduğu için beni bu kadar gülümseten bir kitap olmuştur fakat okuyan herkesin başucuna koyup yatmadan önce bu gün de iki üç sayfasını okuyum diyebileceği aynı anda da başka bir romanı okumaya devam edebileceği bazen motive edici bazen ufuk açıcı bazen de sadece küçücük gülümseten yazılardı. Konserine denk gelip gidebilir miyim bilmiyorum-çokkk isterim ama küçük bir şehirdeyim- ama diğer kitaplarını da mutlaka okuyacağım.