Bana sorsalar ölmek ister miyim ki? Yoksa çekip gitmek daha mı olası. Korkuyor muyum ölmekten? Gömülmek çok koyuyor bana. ~Aslı Başkaya
• Adamın biri Hz. Hüseyin'in oğlu ile karşılaştığında ona küfretti. Kölesi o kişiye saldırmaya kalkınca Hz. Hüseyin'in oğlu o köleye, 'Dur' dedi. Sonra o adamın yanına geldi ve "Bizim bilmediğimiz sıkıntıların mı var? Bir ihtiyacın varsa karşılayalım" dedi. O adam utandı ve çok aç olduğunu söyledi. Hz. Hüseyin'in oğlu o kişiye bin dirhem verdi. Adam bu olaydan sonra "Şehadet ederim ki sen Peygamber (s.a.v)'in soyundansın" dedi.
Reklam
Şâyet kendilerine (niçin alay ettiklerini) sorsan, “Biz sadece lâfa dalmıştık ve aramızda eğleniyorduk”, derler. De ki: “Allah’la, O’nun âyetleriyle ve peygamberiyle mi eğleniyordunuz?” (Tevbe, 9/65)
Sana ne söyleyebilirim ki saygıdeğer kişi? Aramaktan bulma fırsatını bir türlü yakalayamayacağını mı?
816 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Yaklaşık 9-10 yıl önce liseye gittiğim zamanlarda dizisini izlemiştim. Dizisinin ana hatlarini hatırlasam da detaylarını hatırlamıyorum tekrar izleyeceğim. Öncelikle şunu söylemeliyim ki bu kitap 815 sayfa olması nedeniyle yaklaşık iki yılı geçkin bir süredir elimde. Kitap hediye geldiği için 200 küsür sayfasını okuduktan sonra bir köşeye atmıştım
22/11/63
22/11/63Stephen King · Altın Kitaplar · 20212,953 okunma
Sonra seni ne kadar sevdiğime şaşırırsın belki, Belki şımarırsın, Belki şımardıkça azalırsında belli olmaz benim sağım solum. Şımarır mısın? Aşk şımartır mı seni? Kimi şımartmamış ki Şımar zaten beni ipleme her haline şiirim ben Bilmezsin sihirim sen, sinirim el, yokluğuna zifirim ben. Bilmezsin bi yel savurur senin kokunu işte o rüzgara mihirim ben Bilmezsin ya işte o bilmediklerinin içindeki çukurum ben Bi' yokluğu anlamış bu gönlüme mühürüm ben Beni boşver hadi bi şarkı söyle
Reklam
206 syf.
·
Puan vermedi
"Bakın, biz psikopatlardan oluşan bir aile değiliz. Bazılırımız iyi, bazılarımız kötü ve bazılarımız da yalnızca şanssız. Ben hangisiyim? Henüz bunu çözemedim. ... Ben birini öldürdüm mi? Evet öldürdüm. Kimdi o? Haydi başlayalım." Ernest Cunningham, her şeyden habersiz abisinin çağırdığı yere gider ve karşılaştığı manzara karşısında neye uğradığını şaşırır. Karşısında bir ceset ve çantayla para vardır. Abisi ise her ne kadar onu öldürenin kendisi olmadığını söylese de olanlar olmuştur ve her şey bu olayla başlar. Daha sonra abisi Michael cezaevinden çıkacağı için tüm aile, Sky Lounge Mountain dağ evinde toplanır, amaç uzun zaman sonra tüm ailenin bir araya gelnesidir ancak geçmişte yaşanan olaylar, Cunningham ailesinin peşini bırakmaz ve bir seri katille kovalamaca oynarlar. Kitap kompleks bir şekilde kaleme alınmış. Kitabın başında, aralarında Agatha Christie'nin de bulunduğu Dedektif Kulübü kuralları kalem kalem alınmış ve yazar buna dayanarak tüm kitabı ele alacağını göstermiş. Olay örgüsünde her ne kadar olaylara dışarıdan baksak da yazar ara ara kendini hissettirerek dipnotlar vermiş ve samimi bir üslup havası oluşmuş. Açıkçası, kitabın isminden hareketler her aile ferdinin bir cinayet işlediğini düşünmüştüm ama bunların hepsi fiili olarak değilmiş, şayet yazar da buna değinmiş kitabın sonlarına doğru. Kurgu olarak güzel olsa da çok aman aman heyecan yaratan, şok geçirdiğim bir kitap olmadı ne yazık ki. Daha şaşırtıcı bir sonla bitmesini beklerken düğüm söker gibi tüm olaylar art arda çözüldü ve bitti.
Ailemdeki Herkes Birini Öldürdü
Ailemdeki Herkes Birini ÖldürdüBenjamin Stevenson · Altın Kitaplar Yayınevi · 03 okunma
Bu dürüst adam bazen “Suç çok üzüntü verici bir şeydir Madame, “ deme alışkanlığına sahipti, “dürüst bir insanın gönüllü olarak tüm tevazu ve erdem sınırlarını aşabilmesi çok yüksek derecede olasılık dışıdır, ben bu tür suçları bir kişiye atfetme kararını, ancak en ileri derecede tiksintiyle alırım. Kusurun varlığından şüphelenirken dikkatli olun.
Vâbisa İbni Ma'bed diyor ki, Resul-i Erkem'in huzuruna varmıştım. Bana: "İyiliğin ne olduğunu sormaya mı geldin?" dedi. "Evet" dedim. O zaman şunları söyledi: "Kalbine danış." "İyilik, kalbin uygun gördüğü ve yapılmasını onayladığı şeydir. Günah ise içini tırmalayan ve başkaları sana yap diye nice nice fetvalar verse bile içinde şüphe ve tereddüt uyandıran şeydir."
An’ka
Zamanında bir şair “yorgunum bir gülü devşirmekten görseniz artık yüzüm bozulan bir çiçektir” diyordu devşirmekten kastının toplamak olduğunu ama toplamaktan kastının bir çiceği değil bir ruhu toparlamak olduğunu ve o ruhun da kendi ruhu olduğunu düşünüyorum kendini toplamaya yorgun olmak bu kadar güzel anlatılır,güçlü olmak zorunda mıyız yada hep mutlu olmak zorunda mıyız bazen güçlü durmaya da yorulamaz mıyız? Acıysa acı onu da dibine kadar yaşamamalı mı? En dibi görmeden nasıl geçer bu yorgunluk, susturup durduğumuz o bitmişlik hissi son evresine ulaşmalı ve o göz yaşları gün yüzüne çıkarmalı yani sona gelmeli ki o küllerden yeniden var olmalı…
Reklam
Kadınlar iki 'X', erkekler bir 'X' bir de 'Y' kromozomu taşırlar.Yirmi üç homolog çiftten oluşmak şartıyla. Hâl bu ise, kadın milletinde kırk altı tane 'XX', erkek mille-tinde kırk altı tane mikroskobik 'XY' kromozomu var demek-tir. Sapına kadar erkek bir pala, 'Sapına kadar erkeğiz
Bir çabanın görmezden gelinmesi ve yok sayılması kadar insanın yüreğini yakan bir şey var mı ? Var olduğunu, yaptığını bile bile susmak insana ne kazandırır ki, hiçbir şey. İletişimsel yorgunluğu azaltır o doğru. Sağır olmayı öğretir çünkü.
Beklemesem olmaz mı güneşin doğmasını Kullanılmış kafiyeleri yollamak için, Kapıma gelecek çöpçülerle, Deniz kenarına? Şeytan diyor ki: “Aç pencereyi; Bağır, bağır, bağır; sabaha kadar.”
Umut etmek mi? Ne var ki umut besleyeceğim? Günün kendinden başka bir vaadi yok, gayet iyi biliyorum bir akışı, bir de sonu olduğunu. Işık diriltiyor beni, ama ne fayda; bugünü nasıl bulduysam öyle bırakacağım, birkaç saat yaşlanmış, bir duyguyla keyiflenmiş, bir düşünce yüzünden biraz üzülmüş olarak.
Burada bir iki sorun var, sayın matematikçi Pascal. Eğer bunu bir matematik denklemi gibi alacaksak, 1. içine subjektif değerler verilmemeli. Verilecekse eğer matematik, aritmetik denklemi gibi düşünülmemeli. 2. Diyelim yaptık, o zaman ortaya hangisi yani hangi tanrı diye bir başka soru çıkar. (Ki bu denklemi bu yeni çıkan soruna da uygulayacak mıyız?) 3. Bunu yapmak bir çıkar beklentisi değil mi? Bu bir erdem olabilir mi? Madem bu kadar yücelikten bahsediyoruz. ??? 4. Kaybedecek birşeyi olmamaları demekte subjektif bir yorum. Kim demiş yok diye kaybedecekleri. Öyle oturduğun yerden Kopernik'e Descartes'e sallamakla olmuyor bu işler Sn. matematikçi. Bu işler bu kadar basit olsaydı eğer. Ohoo. Demişsin ki keşke başka çağda doğsam, ya da daha uzun yaşasam. Doğru ilerleyen çağlarda da yaşamış olsan görürdün bu kadar basit mi.
OkurYazmaz Ömer

OkurYazmaz Ömer

@OkurYazmaz2345
·
19 Mart 02:43
Pascal Kumarı
Seçmeye mecbur olduğunuza göre, aklınız birini değil de öbürünü seçmekten ötürü daha çok rencide olmayacak. Bu işin bir boyutunu hal­lediyor. Peki ya saadete ne olacak? Tura diyerek Tanrı'nın varlığı için bahse girdiğimiz de kaybedip kazanacaklarımızı bir düşünelim. Şu iki durumu değerlendirelim: Kazanacak olursanız her şeyi kazanmış olursunuz, kaybedecek olursanız hiçbir şey kaybetmezsiniz . Öyleyse, hiç tereddütsüz Tanrı'nın varlığına bahse girin.
Sayfa 112Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.