Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.11
Bazı kitaplar vardır, anlatılmaz okunur. İşte bu kitap da tam olarak onlardan. Nefis bir eser. Hatta tam anlamıyla büyüleyici olduğunu da söyleyebilirim... Anlatılmaz okunur, dedim; ama bir şekilde size bu harika eseri anlatmaya çalışayım:
"Okuyucu" isimli bu eser birçok Alman romanında olduğu gibi İkinci Dünya Savaşı'nın sonrasını,
İnsanlık dışı davranışların sergilendiği, en akıl almaz işkencelerin yapıldığı,
#auschwitz toplama kampına yeni gelenlere yer açılsın diye
insanların gaz odalarına kapatıldığı ya da topluca kurşuna dizildiği Nazi döneminde ( 1941-1945) bu akıl almaz olaylarda rol alan Hanna Schmitz ve 'oğlancık' dediği Michael Berg'in arasındaki 20 yıllık yaş farkında aşk ve sevginin hazin öyküsünü, isminin neden okuyucu olduğu merakıyla
#okudumbitti
Alman edebiyatında polisiye romanlara yeni soluk getiren #yazar Bernhard Schlink, #okuyucu kitabında Nazi dönemi sonrasında kamplardan sağ çıkan insanların psikolojik ve sosyal yaşamlarına değinmiş. Gerçek aşkın son nefesimize kadar bize eşlik ettiğini, koşulsuz bir sevginin yüceliğini, gerçeklerden kaçışın ihanete dönüşü, vicdan ve suçluluk duygusunun insanın insanı yadsımasının travmalara dönüşünü ve o döneme ait sarsıcı olayların gerçekliğini yansıtırken kullandığı üslup müthiş. Edebiyatın hazzını her satırda hissettim.
Suçu işleyen niçin neye göre suçlu ediliyor kurgusu içerisindeki bu olaylar soluksuz bir okumayla sona götürüyor.
' Şimdi Hanna'a ne olacak? ' dediğim bölümde bir tahminim oldu ama sonun, bu kadar etkili olacağını kestiremediĝim serüveni
Kesinlikle okuyun okutun.
İkinci Dünya Savaşı’nın bitimini izleyen yıllarda Alman toplumundaki “iç hesaplaşma”yı, on beşindeki Michael Berg ile otuz altı yaşındaki güzel Hanna Schmitz arasındaki sıra dışı aşk hikayesi üzerinden anlatıyor Bernhard Schlink. Bol ödüllü, sinemaya da uyarlanan bu romanında sadece ilişkiler açısından değil, soykırım ve savaş suçlularına yaklaşım
2018'de bir film izledim. O kadar beğendim, o kadar etkilendim ki peşpeşe birkaç kez daha izledim. Çok sevdiğim Kate Winslet oynuyordu. Sonrasında film hakkında detaylı araştırma yaparken aslında bir kitaptan uyarlama olduğunu öğrendim. İşte bu kitapla tanışma hikâyem böyle oldu. Okumam da ancak bu zamanı buldu.
Okuyucu, hayatı yeni yeni tanımaya başlayan bir lise öğrencisi ile kendinden yaşça büyük bir kadının aşkını ele alıyor. Hanna Schmitz ile Michael Berg'in aşkını anlatırken bu aşkın kitaplarla bağlantısını gün yüzüne çıkarıyor.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Nazi Dönemi'nin etkileri hâlâ sürerken o dönemin acı yüzünü yaşamış insanların hesaplaşmalarını da okuyoruz.
Ahlâk, vicdan, utanç, suç üzerine düşünmeye sevk eden, oldukça etkileyici bir kitap. Üstelik o kadar sade yazılmış ki okumak büyük keyif veriyor, az sayıda karakterle muhteşem kitaplar yazılabiliyormuş dedirtiyor insana.
Mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Michael Berg isimli karakterin on beş yaşından itibaren uzun bir hayat hikayesini okuyoruz. Diyalogların az olduğu kitabımızda Michael Berg'in kendisiyle, sevdiği kadınla, ailesiyle, vicdanıyla ve daha birçok konuyla ilgili sorgulama ve hesaplaşma yaşıyor. Yoğun bir şekilde bunların aktarılmasını ve değerlendirmelerini bulacaksınız.
Kitabın başlangıç kısmı biraz değişik gelebilir ilerleyen bölümlerinde konunun farklı yerlere gideceğini göreceksiniz. Hanna Schmitz'in (Michael Berg'in sevdiği kadının) neden böyle bir şeyi yaptığını ve niye yaptığını hâlâ soruyorum.
Çok akıcı ve kolay okunan bir kitap olduğunu belirtebilirim.
Kitabın ardından filmini de izledim ve izlemekle çok iyi bir karar verdiğimi düşünüyorum.
Hem kitabı okumanızı hem de filmi izlemenizi tavsiye ediyorum.
Keyifli okumalar ve seyirler :)
Okuyucu
Bazı kitaplar vardır bizler tarafından keşfedilmeyi beklerler taa ki bir gün bizim ona dokununcaya ve gözlerimizi satırlarında gezdirinceye dek. Genellikle kitaplarımı belli bir amaca yönelik okumalar veya daha önce hakkında bilgi, fikir sahibi olduklarım ya da belirli bir yönlendirme üzerinden edindiğim için hiç tanımadığım bir kitabı sırf