Bu otomatik düşüncelerin farkında olabilirsiniz. Bununla birlikte, farkında olmayabileceğiniz şey, bu anlık kişisel ifadelerin, daha derin özdeğer duygunuzu ve şimdiki anda şefkat ve niyetle etkili eylemde bulunma yeteneğinizi nasıl düşürebileceği ve azaltabileceğidir. Aslında, bu döngü sizi DEHB semptomlarını yönetmekten uzaklaştırır. Bunalmış, içine kapanık, çekingen ve hatta mükemmeliyetçi olabilirsiniz; aslında bu tükenmişlik için bir reçetedir.
Sayfa 57Kitabı okuyor
Beyninize dayalı zorluklarınızın basit bir tanımını otomatik olarak, kendinizle ilgili genel özeleştirel bir şeye mi çeviriyorsunuz? Ya da belki kendinizi utandırırsınız ki bu, dışsal bir şeyi kim olduğunuza dair içsel, acı verici bir temel inanca dönüştürmeyi içerir. Bu durumda "Dağınık bir odam var." cümlesi "Ben bir dağınığım!" haline gelir. Bu da kolaylıkla "Ben kötüyüm!" şekline dönüşür.
Sayfa 57Kitabı okuyor
DEHB'yi anlamadan veya güçlü yönlerimizi ve farklılıklarımızı takdir etmeden büyüdüğümüzde, benlik duygumuz, eşsiz beynimizle ve başkalarıyla olan ilişkimiz yıllar içinde birbirine karışır. Bu üç alan ne kadar birbirine dolanırsa, utanç o kadar çoğalarak uzun, ağırlıklı bir gizlilik ve kendini sınırlama düğümü haline gelir.
Sayfa 55Kitabı okuyor
Bazen kendimizi yargılama konusunda kendimizi yargıladığımız için bile kendimizi yargılarız! Tanıdık geldi mi?
Sayfa 52Kitabı okuyor
Gelecekte reddedilme ve yargılanma beklentisiyle yaşamak, kendi kendini gerçekleştiren kehanetlere ve yararsız, kaçınmacı başa çıkma mekanizmalarına yol açabilir.
Sayfa 50Kitabı okuyor
DEHB ile ilgili zorluklar kolayca ortak utanç temelli bir hikayenin bir versiyonu olarak yanlış yorumlanabilir: "Ben kötüyüm." Yolculuğun bu aşamasında yoğun ve rahatsız edici duygusal deneyimlerin yanı sıra otomatik, eleştirel, hatta düpedüz kaba denilebilecek iç konuşmalar yaşamış olabilirsiniz. Zorluklarımızı diğer insanlara açıklamaya çalıştığımızda, yargılama, işten çıkarma ve kabul görmeme gibi bizi yenen ve güçsüzleştiren deneyimlerle karşılaşmamız yaygındır. Bu tür etkileşimler olumsuz iç konuşmayı besler, cesaret kırıcı bir döngü ve daha derine yerleşmiş sınırlayıcı inançlar yaratır.
Sayfa 49Kitabı okuyor