Yine beni heyecanlandıran kısma geldim. :) Hepimizin aşina olduğu “yeldeğirmenlerine karşı savaşan şövalye”nin öyküsünü bitirdim nihayet. Öncelikle belirtmek isterim ki okuduğum metin kısaltılmış metindi. İki ciltlik tam metine hazırlık olarak okudum diyebiliriz.(Bir diğer neden de Reşat Nuri Güntekin çevirisi olması.) Sanırım Don Kişot’u analize Cervantes’ten başlamak gerekiyor. Çünkü yazarın yaşamından bir çok ize rastlanıyor eserde. Cervantes; hümanizm akımından etkilenmiş, oldukça zor şartlarda büyümüş, Osmanlı ülkesinde esir kalmış, İnebahtı Deniz Savaşı’na katılmış, sakatlanmış, tutuklanmış, sevdiği kadın için düello yapmış oldukça maceraperest bir yazar. Nitekim eserinde yaşamından nüveleri görmek mümkün. Örneğin Don Kişot’un orijinal metninde bir çok Türk karaktere rastlamak mümkün. Bunun yanı sıra eser realizm ve idealizm arasındaki farkları görmeye de elverişli. Söz gelimi Don Kişot idealizmi esas alan bir karakterken, Sanço Panza oldukça realist bir kişilik. Yine özgürlüğe yapılan vurgular var ki bunu kürek mahkumlarını kurtardığı bölümde göreceksiniz. Don Kişot’un içinde bitmeyen bir yolculuk ve macera aşkı var burdan da özgürlük imgesini çıkarmak mümkün. Çağdaş romanın ilk örneği kabul edilen Don Kişot her kitap kurdunun okuması gereken bir eser. Özgürlüğü, ideallerini, aşkı, macerayı içinde hisseden bütün şövalyelere selam olsun.
