Bir kadın anlayış dışında başka özellikleri için sevilir. Güzelliği, gençliği, neşesi, güvenilirliği, karakteri, hataları, kaprisleri ve kim bilir daha neleri için sevilir. Ama kesinlikle anlayışlı olduğu için sevilmez.
"Her erkeğin yaşamında," diyordu, "mükemmel birlikteliğe ulaşabileceği tek bir kadın vardır, her kadının yaşamın bütünlüğüne ulaşabileceği tek bir erkek vardır." Ama buluşabilmek pek az kişinin yakalayabildiği bir alınyazısıydı.
Sonra da varsayımlarda bulunursunuz. Bu varsayımlardan biri şudur: "Sevgimle bu kişiyi değiştirebilirim." Ama bu doğru değildir. Sevginiz hiç kimseyi değiştiremez. Eğer birisi değişiyorsa değişmeyi seçtiği içindir, sizin onu değiştirebilme gücünüzden değil.
İnsanlar farklı boyutlarda ve farklı açılarda acıların tiryakisi olur. Ve biz bu bağımlılıkları sürdürebilmek için birbirimize destek veririz. İnsanlar birbirlerinin acı çekmelerine destek vermek konusunda anlaşma içinde davranıyor.
Gerçeği arıyoruz çünkü zihnimizde depoladığımız yalanlara inanıyoruz. Adaleti arıyoruz çünkü sahip olduğumuz inanç sisteminde adalet yok. Güzelliği arıyoruz, çünkü kişi ne kadar güzel olursa olsun, o kişinin güzelliğine inanmıyoruz.
Kendimiz olmaktan korkarız, çünkü kendimiz olduğumuzda reddedilmekten korkarız.
Reddedilme korkusu, yeterince iyi olamama korkusuna dönüşür.
Sonunda olmadığımız biri haline geliriz. Annenin inançlarının, babanın inançlarının, toplumun inançlarının, dinin inançlarının bir kopyası oluruz.