Zaten doğum ile ölüm arası dediğimiz yaşam bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde bir yığın olay ve eylemlerin akışı içinde başlayan ve biten bir akış değil mi ?
Ne zaman parayı ve getirdiği seviyeli hayat biçimini kendi imajımız için önemli görmeye başlarsak, Carl Jung'un "gölge" dediği şeye, ruhun karanlık tarafına karşı kırılganlaşırız. Bu kendimizi güvensiz hissetmenin zehirli atmosferidir. Parayla olan ilişkimiz her şeyi kemirir, gerçekten değerli olan ilişkilere zarar verir, hem başkalarıyla olan ilişkilerimize hem de kendimizle olana. Farkındalık, çoğu olayda olduğu gibi, bunda da bu boğma çemberini kırabilir. Gerçek değerlerimizi tanımlamak ve onlara adanmak, bir yandan da paranın ve kışkırttığı duygularımızı fark ederek onların seçimlerimizi biçimlendirmesine izin vermemek, daha dengeli bir tutuma giden yoldur.