"Bedenin kendisi, madde, yok olacaktır, sanat eserleri, mesela Phidias, Mozart, Shakespeare yok olacaktır, ama bunlarda yüceltilmiş güzellik fikri, türü yok olamaz ve bu da belki yaşamın değişen ve geçici çeşitliliğindeki tek değerli şeydir."
İnsanlar, tüm hazzın sanki biraz önce doğmuşsun ve her an ölebilirmişsin gibi çoğalacağı en ateşli yaşamı yaratabilecekken kör adamlar, ölü adamlar gibi ortalıkta dolanıyorlar.
Sıcak bir deniz üzerindeki akşam alacakaranlığı,
Kararmış bir gökyüzüne karşı deniz fenerlerinin ışıkları,
Bir ziyafetin sonunda mine çiçeğinin rahiyası,
Uzun gece nöbetlerinin ardından gelen taze sabah,
Bir ilkbahar bahçesinin sokaklarında bir gezinti, …
Gençlik daha kısa ve geçip giden bir dakika bir daha asla geri dönmeyecek ve insan asla bunu unutmamalı ; o zaman her şey misliyle tatlı olur , tıpkı gözlerini yeni açmış bir bebek ya da ölmekte olan biri için olduğu gibi.
Birisi hiçbir günah işlemiyor ve kurallara uyuyorsa ama kurtuluşun gerekliliğine ve gücüne inanmıyorsa , o zaman bu, bunlara inanıp itaat etmemekten daha kötüdür.