Kapilasitlesme sürecinde dogan bunalimlara, kapitalist değerlerden yola çıkarak uygun çözüm bulunamaz. İnsanı insanın kurdu olarak gören, bilginin değerini egemen olmakta temellendiren anlayıştan yola çıkarak adalete, merhamete ve fedakarlığa dayalı bir yaşama zemini oluşturamayız.
(...)demokrasi bilinci ilkeliliği esas alan bir kavrayış tarzıdır. Feodal Bilinç ve Demokrasi Yarın, 37. Sayı, Mayıs 2005
Sayfa 105 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Demokrasi bilinci kendi geleceğini kendisinin yine kendisi için karar verebilme özgüveni ve yetkinliği içinde, onurlu bir duruşu benimsemeyi anlatır.(...) Feodal Bilinç ve Demokrasi Yarın, 37. Sayı, Mayıs 2005
Sayfa 104 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Dünyayı anlamak ve olup bitenin tüm niteliklerine vakıf olmak isteriz. Zihinsel temelleri ne olursa olsun, bu eğilim en doğal yönelişimizdir. Dünyadaki olaylar ya da varlıklar ya da onların unsurları arasında ilişki kurup neyin ne olduğunu ve ne ile nasıl ilişkilendiğini belirleyince, dünya bizim için “anlamlı” bir yer hâline gelir. Bunun sonucunda da orada olup bitenleri anlayıp açıklayabiliriz. Yine buradan hareketle fikir yürütür, sonuç çıkarır, tahminde bulunur ya da “akıl veririz.” Aynı şey toplumsal yaşantı için de geçerlidir. Milay KÖKTÜRK
"Yaşamak olup bitene tanıklık etmektir. Tanıklığın ayrıntıları uçar gider, geriye sadece ana hatların dizilenişi kalır. Dolayısıyla en fazla vâkıf olduğumuz şey bu dizilenmişliklerin önceliği ve sonralığıdır."
Zaman varlığın dilidir, varoluş da bu dilin dile gelmesi, varlığın ses vermesidir. Varlık bizimle, zaman yoluyla, zamansallık görünümü içinde konuşur. Gerçekte konuşan ise varoluştur. Varlıkla zamansal dilden konuşuruz o da bize “zaman içinden” ve “zaman eşliğinde” ses verir. Zaman içindelik yahut zaman eşliğindelik, bu müşterek dilin sözcükleridir.
Sayfa 299Kitabı okudu
96 öğeden 111 ile 96 arasındakiler gösteriliyor.