Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
O günlerde, bütün akşamlar bu meseleleri konuşmakla geçerdi. Karargâh’ta, bir taraftan âdeta bir manastır hayatı yaşarken, diğer taraftan Büyük Millet Meclisi’ nin müşkül vaziyeti Mustafa Kemal Paşa’yı yoruyordu. Cami Bey meselesinden sonra, bir akşam Hamdullah Suphi Bey’e sataştı ve ona yalancı dedi. Hamdullah Suphi, sözünü geri almasını istediği zaman, Mustafa Kemal Paşa derhal geri aldı, fakat Hamdullah Suphi aleyhtarlığı devam etti.
“Nereye gidiyorsun” sorusuna “geliyorum” diye cevap veren tek millet biziz dünyada.
Reklam
“Bizim münevverlerimiz vagonlarından kopmuş lokomotiflere benzerler. Onlar kömürleri tükendiği yerde kalır, biz burada gebeririz.” Filhakika ne üniversitelerimizde İbrahim Hakkılar’ın, Yunuslar’ın ruhu ne de Yunuslar’ın ve İbrahim Hakkı’ların ruhunda üniversitemizin tohumları görülüyordu. Böylelikle iki yabancı ruh, âdeta iki millet manzarası meydana çıktı: Biri bin yıllık hayatı, bin üç yüz yıllık ideali ile yaşıyor, Anadolu’nun varlığında barınıyor; öbürü, ona her sahada karşı koyan sözüm ona münevverler zümresini teşkil ediyordu.
Sayfa 81
Bin yıllık tarihi olan bir millet ne olduğunu, nereden geldiğini ve nereye gideceğini şaşırmış haldedir; daha doğrusu şüpheli eller tarafından şaşırtılmaktadır. Bugün kendine gelemeyecek kadar şaşkına dönmüş, ikiz ruhlu bir neslin mukadderatının mesulleriyiz.
Sayfa 75
"...Bu hain herif, istese bir anda her şeyi yapar; memleketi bahtiyar eder; etrafındaki alçakları dağıtır; hem memleket, millet bahtiyar olur, hem kendisi, diyordum. Fakat bu adamın senelerden beri kan içmeye alışmış olduğunu ve insanın itiyadından (alıştığından) vazgeçemeyeceğini düşündükçe, şahsına karşı fevkalade bir düşmanlık hissediyor ve herhalde bunun vücudunun ortadan kalkmasının en doğru bir çare olacağını düşünüyordum."
Bin yıllık tarihini, tarihine karışan bin yıllık acılarını unutup, adına "hayat" dedikleri günahları dişliyorlar bir elmanın muazzam tadına varır gibi. Muhtaç başlara uzanmayı unutmuş omuzların, birbirine çarpıp kaçtığı lacivert bir koridor sanki artık zaman dedikleri. Sav savaş; savaş, aş olmuş. Din, millet, kök ayrımı gerekmiyor artık bu lacivert koridorda çarpışmak için.
Reklam
Bir ağızdan bağrışın «millet!» diye, «Bin yaşa ey şanlı hürriyyet!» diye;
Sayfa 147Kitabı okudu
"Vatan mutlaka kurtulacak, millet mutlaka mutlu olacaktır. Çünkü kendi kurtuluşlarını, kendi saadetlerini, vatanın ve milletin kurtuluş saadeti için feda edebilen vatan evlatları çoktur."
DP’nin demokratlığının özeti şu, meclis çoğunluğuna dayalı bir sivil diktatörlük kurdu. Şöyle ki: muhalafet partilerinin mitinglerini engelledi. Muhalif liderlerin radyodan konuşmalarını yasakladı. CHP'nin önce mallarina el koydu, sonra CHP'nin kapatılmasını istedi. Millet Partisini kapattı. Yargıya müdahale etti. Gazeteleri kapattı. Gazetecileri hapse atti. Hatta bir CHP milletvekilini, Gazeteci Hüseyin Cahit Yalçin'ı tutuklad.
Lozan zaferi
Evet, efendiler, bugün en küçük cihadı başarıyla bitirdik, en büyük cihada başladık… Ve bu en büyük cihadın öncü çarpışması, şimdi şu anda Lozan'da meydana gelmektedir. Ve ne iyi silsile: Muharebeyi sevk ve idare eden de yine müthiştir Dâhi Başbuğ'un sağ kolu değerinde olan İsmet Paşa'dır. Birkaç ay evvel, millete, millet temsilcilerine ve millet reisine dayanan İsmet Paşa, Afyon, Uşak ve Kazancı dağ ve bayırlarında top gümbürtüleri, mitralyöz ve tüfek çatırtıları içinde, tel örgülerini muazzez Türk gövdeleriyle örterek, mukaddes Türk kanıyla yollar açarak, İzmir ve Bursa'yı, bütün Batı Anadolu topraklarını düşmanın barbar tahakkümünden kurtarmıştı; bugün yine o muzaffer kumandan, göz ve kulağı inciten ve tırmalayan bir muharebe meydanında değil, yumuşak halılar üstünde, yeşil ve süslü bir masanın önünde, yalnız mülayim insan sesleriyle hafif kalem gıcırtıları işitilen sakin ve sıcak bir odada çarpışmaktadır; bu çarpışma, bu akla dayalı muharebe, dekoruyla ters orantılı olarak askeri muharebeden daha çetin ve daha müthiştir.
Reklam
Şimdi biz önce 1921 kanununun ilk iki maddesini verelim: Madde 1 — Hâkimiyet, bilâ kayd-ü şart (kayıtsız şartsız) milletindir. İdare usulü, halkın, mukadderatım bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir. Madde 2 — İcra kudreti ve teşri salâhiyeti, milletin yegâne ve hakikî mümessili olan Büyük Millet Meclisi’ nde tecelli ve temerküz eder.
Zaferden sonra, tarihi Birinci Büyük Millet Meclisi’nin hayatı artık sona eriyordu.
Hangi milletin kütüphanesi bu yönden zenginse o millet, medeniyet aleminde daha yüksek bir idrak seviyesinde demektir.
Gramer ilmi, kendisi için konulduğu dilin, (o dili konuşan) millet nezdinde doğru kullanılmasını nasıl sağlıyorsa (takvim), aynı şekilde mantık ilmi de yanılmanın mümkün olduğu şeyde sadece doğru olanı kavraması için aklın doğru çalışmasını (takvim) sağlar.
Sayfa 16 - Litera Yayıncılık, I. Basım, 2018
"Türk milliyetçiliğinin ülkücüleri de fedakârlık yarışında kimsenin gerisine düşmemiş, millet yolunda şehitliği şereflerin en büyüğü bilmişlerdir. Gelecekte de aynı tutumu sürdüreceklerinden kimse şüphe etmesin."
Sayfa 370
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.