"özgürüm, yeşil gözlü komutan"
656 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
öncelikle bu kadar kaliteli ve güzel bir eseri bizlerle buluşturduğu için yazara teşekkürü bir borç bilirim. kitap su gibi aktı, ilerledikçe onların karakış evinde çocuklarla birlikte yaşıyor gibi hissettim. baş karakterimiz karia bizi en başından çok üzüyor zaten özellikle 7-12. bölüm aralığını zorlanarak okudum, hiçbirini hak etmiyordu bu küçük melek ve melekler... ensar hakkında ne desem boş olur onunla farklı bir yakınlık kurduk sonlara doğru. yan karakterleri çoook sevdim özellikle bahadır, aras, çağatay, ömer, defne, çınar... sayarsam daha devamı gelicek hepsini ayrı sevdim, hepsinin de derin bir hikayesi var eminim ileride okuyacağımıza. slowburn bir eser olması eminim serinin diğer kitaplarını okudukça karakterlerin psikolojik analizlerini yapmamıza ve kurgunun kalitesini ortaya koyacak. ÇÜNKÜ villain bile bir zamanlar kimlerin yakın arkadaşıymış fark ettik... (bu konuda daha fazla konuşursam ağır SPOİ olacak. onun dışında zeval ülkesi, tarihi ve kültürüyle çok hoşuma gitti üzerine ayrıntılı bir şekilde düşünülmüş. ATATÜRK ve milli mücadele zamanı imaları çok ince ve başarıyla verilmiş bayıldım duygulandım SEYİT ONBAŞI'YI bile eklemiş yazar. ayrıca kitabın sonunda ülkenin dili livce'nin alfabesi ve bilgileri verilmiş resmen yeni bir dil oluşturmuş (artık günlüğüme livce yazmaya başlicam nwjxnsn), çizimleri desen çok başka bir boyut zaten webtoon olarak yayınlanıyormuş hepsi harika, yani yazar BİR eserde her şeyi vermek istemiş bize okurken bazı yerlerde hem hüzünlendim, gözlerim doldu hem de çok eğlendim, kahkaha attım. İkinci kitabı sabırsızlıkla bekliyorum, okumanızı kesinlikle tavsiye ederim
Kelebeğin İkinci Günü: On İkiyi On Üç Geçe
Kelebeğin İkinci Günü: On İkiyi On Üç GeçeD. Lslkay · Orionebula Yayınevi · 07 okunma
152 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Rasim Özdenören den okuduğum ilk kitap idi. Osmaniye'de ki kitap klübünün kitabı idi. Toplantısına katılamadım ama keşke katılsaydım konuşulacak güzel bir kitap imiş. Dili akıcı ve sade bir kitap. Yazarımız daha çok öykü yazıyormuş. Bu kitabı da ilk romanı imiş. Kitapta iki karakter ve o karakterlerle ilgili kurgulanmış bir hikaye var. Ama iki karakterin birbiri ile hiç bağlantısı ve olay örgülerinin de bağlantısı yok. Keşke kitap iki öyküyü de ayrı ayrı ele alsa imiş. Çünkü birbirlerine geçişler yorucu oldu. Hiç bölüm yok kitapta. Kitaptaki karakterlerden biri gül yetiştiren adam, milli mücadeleye katılmış ve sağ kurtulmuş, bu vatan için verdiği şehitleri düşünüp niye böyle bir mücadelenin içinde bulunduğunu çok sorguladığı için 50 yıldır evinden çıkmadan gül yetiştiren adam bir gün torunun hatrı için evden çıkıp camiye giderken gördüklerini aktarım kısmı müthiş idi. Bu adamın sonu kitapta saklı. Diğer karakterimiz ise Sitare, bencil sadece kendisini düşünen ve seven bir genç kadın. Zengin koca bulup evlenme derdinde olan Sitare kendisinden çok büyük yaşlı ve zengin Çarli ile evli. Para ile etrafına bir çok kişiyi de toplasa mutlu değil. Kumar ve alkol tutkusu da etrafında toplanan insanlar da onu mutlu etmiyor. Şaşalı hayatın arkasında nasıl bir yaşam olduğunu gözler önüne seriyor. Onun sonu da kitapta. Yozlaşmaya güzel örneklerden biri olmuş bu kitap. İyi okumalar dilerim.
Gül Yetiştiren Adam
Gül Yetiştiren AdamRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 202120,1bin okunma
Reklam
Aliye Ögretmen'e...
216 syf.
9/10 puan verdi
Vurun Kahpeye
Vurun Kahpeye
yazarın ilk dönem romanlarından.
Ateşten Gömlek
Ateşten Gömlek
'ten hemen sonra kaleme aldığı eserde Milli Mücadele dönemine idealist bir öğretmen ışığında bakarız. Ana karakterimiz Aliye Darülmuallimat"tan yani kız öğretmen okulundan mezun olduktan sonra Anadolu'da daha özele inersek Ege'de bir ilçeye kendi isteği ile atanır. Amacı eğitime aç çocuklara okuma öğretmek onları elindeki fenerle aydınlatmaktır. Ama maalesef bazı zorluklarla karşılaşır. Kitapta yıllardır süregelen ilerici ögretmen-gerici din adamı ikilemi çok güzel özetlenmiştir. Kendi menfaatleri için ülkeyi Yunana teslim etmeyi dahi kabul edecek yobaz zihniyet, dini emellerine alet ederler. Yalnız
Halide Edib Adıvar
Halide Edib Adıvar
sorunun din degil, din kisvesi altında menfaatperest bu insanlar olduğunu çok güzel işler. Sayfa 58'de bunu şu şekilde özetler: "Bu kadar insancıl, bu kadar merhamet ve iyiliklerle dolu bir dinden nasıl oluyor da Hacı Fettah Efendi gibi azap ve işkenceciler çıkıyor?" Toplumdan dışlanan, onlara göre günahları yüzünden din ehli(!) tarafından bu alemde cezalandırılanlar için " Günahkar ümmeti için Allah'a yalvaran peygamberden daha mı iyi biliyorsunuz?" diye sorgular. Kendini ilah sanıp gemisini rüzgara göre ceviren tayfanın dönemsel olmayıp bizim milletin daimi sorunu olduğunun bilincinde olmak üzücü. Recm denilen hadisede sorgulanan kişi haklı/haksız olması farketmeksizin "Taşı en günahsız olanınız atsın" şiarıyla uymayan bir hadise olduğu açıktır. Ve maalesef ki toplu halde yapılan zulüm veya vahşet toplumumuzda bir ata sporudur. Okuyun, okutun...
Vurun Kahpeye
Vurun KahpeyeHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 201912,3bin okunma
496 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Deli İbram Divanı’yla tanıdığım Ahmet Büke’nin okuduğum üçüncü kitabı oldu Kırmızı Buğday. Kitabın başlarında karakter bolluğu ve toprak kavgaları arasında yolumu kaybeder gibi olsam da ilerledikçe
Kırmızı Buğday
Kırmızı BuğdayAhmet Büke · Can Yayınları · 2025104 okunma
“Şimdiye kadar tâkip olunan tahsil ve terbiye usûllerinin milletimizin gerilemesinde mühim bir amil olduğu kanaatindeyim. Onun için millî terbiye programından bahsederken eski devrin boş inançlarından ve yaradılış vasfımızla hiç de ilgisi olmayan yabancı fikirlerden, şarktan ve garptan gelebilen bütün tesirlerden tamamen uzak, millî karakterimiz ve tarihimizle uyumlu bir kültür kastediyorum. Çünkü millî dehamızın tam olarak gelişmesi ancak böyle bir kültürle temin olunabilir. Herhangi bir yabancı kültür şimdiye kadar tâkip olunan yabancı kültürlerin korkunç neticelerini tekrar ettirebilir. “Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken onlara bilhassa mevcudiyeti ile, hakkı ile, birliği ile ters düşen bütün yabancı unsurlarla mücadele lüzûmunun ve millî duyguya dayanan düşünceleri büyük bir olgunlukla her mukabil fikre karşı şiddetle ve fedakârlıkla müdafaa zorunluluğu telkin edilmelidir. Yeni neslin bütün manevî gücüne bu özellik ve kabiliyetin aşılanması mühimdir. Sürekli ve müthiş bir mücadele şeklinde ortaya çıkan milletlerin hayat felsefesi, bağımsız ve mutlu kalmak isteyen her millet için bu özelliği büyük bir şiddetle talep etmektedir.”
Sayfa 125·Kitabı okudu
Bir Aydının Uyanışı: Kemal Tahir’in Aynasında İstanbul
463 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Roman, Milli Mücadele döneminin işgal altındaki İstanbul’unda geçiyor. Ana karakterimiz Kâmil Bey, miras işleri nedeniyle Avrupa’dan İstanbul’a döner. Abdülhamid’in en zengin vezirlerinden Selim
Esir Şehrin İnsanları
Esir Şehrin İnsanlarıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 200512,3bin okunma
Reklam
129 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.