Milletin kültürünü yozlaştırıyor. Milletin kültürü yerine çıkar birliği ettiği yabancı milletin kültürünü hakim kılmaya çalışıyor. Vatanseverler bunu da çakıyorlar, bir iki yerde cılız sesleriyle bağırmaya çalışıyorlar, kültürümüz yozlaşıyor, bizi iyice yok etmeye çalışıyorlar. Bakın gazetelerine, dergilerine, sinemalarına… Hepsi dış kültürlerin propagandasını yapıp, öz kültürü öldürmeye yönelmişler… Gene yaylım ateş… Milli kültürün asıl sahipleri az bir zaman içinde satılmış oluyor… Vatan haini oluyor. Milli kültürün asıl sahiplerinin, temsilcilerinin adı kaba köylü, dünyadan habersiz, üstelik de başka bir milletin casusu oluyor. Uzatmayayım, işi, ellerindeki büyük propaganda gücüyle tam tersine çeviriyorlar. En küçük bir milli kıpırdanışa karşı ellerindeki bütün güçleri seferber edip bir avuç vatanperveri hemen susturuyorlar.
Çağımızı ilgilendirmeyen sorular..
Ömründe hiç Itrî yahut Dede Efendi dinlememiş, Mimar Sinan'ın herhangi bir eserine şöyle bir kere olsun alıcı gözle bakmamış, Fuzûlî 'nin tek mısraını bile ezbere okuyamayan ağabeyler '' Sinan'lar, Dede Efendi'ler, Fuzûlî'ler, milli kültürümüz, mefahirimiz... '' diye söze başlar, hamasi nutuklar atarlardı. Tamam da, bu büyük sanatkârlara bu muhteşem eserleri yaptıran güç nasıl bir güçtü? O ölçülere nasıl ulaşmışlardı? Eserlerini verirken hangi dünya görüşüne dayanmış, hangi estetik ölçüleri uygulamışlardı? Bana Mimar Sinan'dan şu somut yapılar dışında kalan ne?
Reklam
Milli Kültürümüz
" Bizi ve hatta çağımızı, ilme saygılı, ahlaka bağlı, ahirete inançlı, sorumluluk duygusuna sahip, adil, merhametli, ebediyete gönül vermiş, vefakar, fedâkâr, cesur ve zarif insanlar yetiştirdiğini ispat etmiş olan ince ve eşsiz kültürümüz kurtaracaktır."
Sayfa 95 - Server iletişimKitabı okudu
Mesnevi Hakkında Bilgi
MESNEVÎ Mevlânâ'nın Mesnevî'si "mesnevî”34 tarzıyla yazıldığı için bu adla anılmaktadır. Mevlânâ, Mesnevî'sinde eserini "Mesnevî" / "Hüsâmî-nâme" / "Saykalü’l-ervâh” (Ruhların Aynası) gibi sıfatlarla anmasına rağmen, ona özel bir isim vermemiştir. Buna rağmen Mesnevî-yi Ma’nevî eserin tam ismi olarak kabul edilir;
Sayfa 40 - insan yayınlarıKitabı okudu
Çay, Kahve, Kürtler (İbrahim Halil Baran, K24)
Edinebildiğim kaynaklarda Kürtler ile çayın birlikte geçtiği en eski metin, 1928 tarihli bir devlet raporudur. Azerbaycan Tetkik ve Tetebbu Cemiyeti’nden V. M. Sısoev, SSCB Eğitim Komiserliği için hazırladığı raporda bir Kürt ağanın evindeki gözlemini aktarır. Sısoev, Laçîn’in Mîrik köyünün sahibi bu Kürt’ün zenginliğini belirtmek için “Onun
... Fuat Köprülü, tekkeleri kapattıran Atatürk’e “tekke edebiyatı”nı bizim kültürümüz diye yutturmuş ve geçmişle olan bu bağın kopmasına müsaade ettirmemiştir. “Türkiye şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz.” sözünün sahibi olan Atatürk, gidip bu dervişlerin edebi eserlerini Fuat Köprülü’nün gazıyla milli edebiyatımız olarak kabul etmiştir.
Reklam
159 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.