Ethem( Çerkes) ve kardeşleri nihayet, Mustafa Kemal’in kullandığı ifadeyle layık oldukları yere yani düşman Yunan cephesine kaçtılar.
Geçmişe takılı kalmak
Halide edip Adıvar'ın romancılığı üç döneme ayrılır 1- bireysel 2- kurtuluş savaşı 3- töre romanları Pekii ben size bunu niye dedim biliyor musunuz, ülkemizde hala gündem kurtuluş savaşı, milli mücadele. Aradan geçmiş yüz yıl hala milli mücadele şiirleri kompozisyonları yazılıyor ve bu konu tartışılıyor. Acaba ne zaman günümüze döneceğiz yüzümüzü. Acaba ne zaman geleceğe döneceğiz yüzümüzü. Yukarda adını zikrettiğim yazar o donemde yaşamış ama milli mücadele bittikten sonra yeni konulara dönmüş. Saplantılı bir şekilde aynı konuyu tekrar tekrar yazmamış tartışmamış. İlerlemiş yani farklı sorunlara dönmüş. Acaba biz ne zaman şimdiki sorunlara döneceğiz. Bireysel, sosyal, kültürel çökme üzerine eserler vereceğiz, yazı yazacağız. İnsanları bu konular hakkında bilgilendireceğiz...
Reklam
Evet, maddi savaş zahirde durakladı; fakat fikir, inanç, din ve kültür sahasındaki mânevi mücadele, sinsi ve gizli çalışmalar bütün şiddetiyle devam ediyor. Buna karşılık aramızdaki gafil okumuşlar oyunun farkında değil; hatta düşman, onları eski devşirmeler gibi kullanıp kendi namına bize saldırtıyor. Onlar münevverlik iddiasında, fakat kendi öz mâzisinden, mefâhirinden, kültüründen kopmuş; milli idealini, ecdat şuurunu yitirmiş; ezeli hasımlarımızın safına geçmiş; eski eyaletlerimizdeki masur müslüman kitlelerin kanlı katillerini dost edinmiş; asıl dostlarına, soydaşlarına, dindaşlarına, kardeşlerine kan kusturuyor. Diğer yandan, geniş halk kitlelerimiz de -dini eğitimdeki uzun fetret devresi ve milli eğitim politikasındaki sosyal gerçeklere aykırı prensip kararları sebebiyle- örf ve âdetini, ahlâk ve âdabını, dinin ana emirlerini ve zarif inceliklerini unutmuş durumda; inanç, ibadet, davranış ve yaşayışında tashihe muhtaç hususlar, bariz tezatlar, âşikâr tutarsızlıklar ve hazin hatalar dolu. Ülkenin kahir ekseriyeti müslüman ama kaç tanesi dört başı mamur, ölçülü, dengeli, ihlaslı, bilgili, şuurlu, mücahid müslüman?
Sayfa 60
Oysa Ankara bir 'histir' . İlkin değer yargıları ve insanlar gelir aklınıza. Milli mücadele gelir. İnanç gelir. Umut gelir. Yok oluşun, tükenişin üzerine yeniden doğan güneş gelir. ''O gelir. Mustafa Kemal Paşa. Cumhuriyet gelir. Vefa gelir. Dostluk gelir. Başkent olma hakkını güzelliğiyle, görkemiyle ya da coğrafi bereketiyle almamıştır Ankara. Emekle, gayretle, fedakarlıkla, mücadeleyle, inançla almıştır.
Toplumun hayal ettikleri noktada olmayışının tek sebebi var Yakup Kadri'ye göre: Tek parti kadrolarının gevşekliği ve ciddiyetsizliği... Hayal kırıklığı içindeki yaşlı adam, öfkesini gizlemiyor: "Adnan Menderes, Atatürke, Milli Mücadeleye ya da inkılaplara dil uzatmış. Adnan Menderes memleketin iktisadi, milli durumunu altüst eden bir yağma ve vurgunculuk çığırı açmış. İki gözüm Falih; insaf edelim! Adnan Menderes ve partisi iktidara gelmezden evvel bizde Milli Mücadele ruhundan ne kalmıştı?" Ve gerekçelendiriyor sözlerini; inkılaplar, mekteplere konan din dersleriyle, açılan imam vaiz medreseleri ile ve Halk Partisi'nin seçimlere giderken peşine taktığı Ticani dervişleri ile zaten çoktan çürütülmüştü ona göre... DP ve CHP, sikkenin tersiyle yüzü ya da (Tevfik) Fikret'in tabiriyle "aynı çamurdan bir yığındı" Karaosmanoğlu'nun nezdinde.
Birleşmiş Yoksullar
Aile, kabile, ülke ve benzer yapıya özgü kolektif bağların zayıflayıp çökmekte olduğu bir yer bulan kitle hareketi, derhal oraya sokulur ve meyvelerini toplamaya başlar. Bu kolektif bağların güçlü olduğu yerlerdeyse, bunları zayıflatıp koparmak için hücuma geçmek zorundadır. Diğer yandan, son zamanlarda Rusya’da Bolşevik hareketin aile dayanışmasını desteklemesi ve ırksal, millî, dinî kenetlenmeyi teşvik etmesi gibi durumlarda bu, söz konusu hareketin, dinamik aşamasını tamamladığının, kendine özgü hayat kalıbını çoktan kurduğunun ve artık başlıca uğraşının, oluşturmuş olduğu bu düzeni korumak olduğunun bir işaretidir. Komünizmin hâlâ mücadele halinde olduğu dünyanın diğer kısımlarındaysa, bu ideolojinin taraftarları, aileyi parçalamak, ırksal, millî ve dinî bağları koparmak için ellerinden gelen her şeyi yapmaktadır.
Reklam
“… Türk’ün onuru, gururu ve yeteneği çok yüksek be büyüktür. Böyle bir ulus tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!.. O hâlde ya istiklâl ya ölüm!”
Aklı Kemal alıntı
Bunun üzerine elinde gümüş kırbacı ayağında portakal rengi çizmeleriyle Atatürk, salonda iki sıra halinde dizilmiş oturan grubun arasında, düşünceli ama kararlı bir yüz ifadesiyle gidip gelirken şunları söylemiştir: "Evet evet... Bu topraklarda düşman çizmesi gezemeyecek ve bu millet esir olmayacak!"
Sayfa 259Kitabı okudu
“Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık dünyası karşısında uşak olmak konumundan daha yüksek bir muameleye layık olamaz. ”
245 syf.
·
Not rated
·
Read in 9 days
Çok önemli bir serinin ilk kitabı. Seri önemli anları detay detay aldığı için genel manada belki De okurken sıkılan olur. Fakat insan kendi tarihini okurken sıkılır mı, bilemedim. Fakat bu seri daha özet halinde belki birazda fotoğraf ile ilkokul seviyesinden itibaren genişleterek bir sunum yapılır ise genç nesile katkısı büyük olur. Eser, Milli Mücadele döneminin ne zorluklar ve ne akıl oyunları ile başladığını anlatır bize. Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları milyar dolarlar ile bu yola çıkmadılar. Bir kısmı kaçak Anadolu'ya geldi bir kısmı Malta Sürgününden geldi. Onları yoran düşman değil dost sandıkları İdi. Öyle anlarda öyle kahramanlar çıkmış ki iste bu kitap bunun başlangıcı......
Erzurum Kongresi
Erzurum KongresiMahmut Goloğlu · Türkiye İş Bankası Yayınları · 200850 okunma
Reklam
Vatan Haini Ali Kemal
Mustafa Kemal Millî Mücadele'yi sadece emperyalist ülkelere karşı değil, işte bu tür iş birlikçi vatan hainlerine karşı da veriyordu.
İstanbul'da Kuva-yı Milliye aleyhtarı cereyanlardan şikayet ediliyor ve payitahtın işgali sona erene kadar Milli Mücadele'nin Anadolu'dan organize edilme zorunluluğunun altı çiziliyordu. "Bir ferd-i millet gibi çalışacağım," sözleriyle Mustafa Kemal, İstanbul'u devreden çıkardığını bir kez daha vurgulamadan duramamıştı.
Hürriyet...
Manevi hürriyetini ilk sıraya koyup onun için mücadele etmeyen bir milletin istiklali, kısa sürede bayrak ve millî marşa indirgenecektir.
Sayfa 29 - Ketebe, 7. Baskı
1919'da bizzat Türk milletinin ve vatanın varlığı Avrupa devletlerinin desteklediği Yunan saldırısıyla tehlike altına girince Türk milleti köylüsü ve kendisiyle bir varlık mücadelesine girdi.
Nutuk:
Osmanlı İmparatorluğu, padişah, halife, bu kelimeler boş laflardan başka bir şey ifade etmiyordu... Bu durumda verilecek bir tek karar vardı: Milli hakimiyet esasına dayanan kayıtsız şartsız bağımsızlığa sahip yeni bir Türk devleti kurmak.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.