1. Osmanlı İmparatorluğu - Halil İnalcık
2. Batı-Doğu Divanı - Johann Wolfgang von Goethe
3. Hafız Divanı
4. İnce Memed - Yaşar Kemal
5. Fuzuli Divanı
6. Timurlenk
7. İslam Uygarlıkları Tarihi - Corci Zeydan
8. Bir Ortadoğu Tarihçisinin Notları - Bernard Lewis
9. Savaş ve Barış - Lev Nikolayeviç Tolstoy
10. Kral Lear - William Shakespeare
11.
Yenilmek başka şeydir, yorulmak başka!
Küllerinden doğmak ise bambaşka!
Bazen yenilir, çabuk toparlanır, hızla ayağa kalkarsın. Ama bazen öyle yorulursun ki takatin kalmaz hiçbir şeye, konuşmaya dahi.
"Atamıyorum üstümden yorgunluğu ne kadar dinlensem. Bizim yorgunluğumuz gövdemizde değil, ruhumuzda olsa gerek." (s. 34)
Ruh
Yakup Kadri. Hepimiz onu Atatürk sevgisinden tanırız. Aynı Falih Rıfkı gibi. Bu iki Cumhuriyet dönemi yazarının bende yeri hep ayrı olmuştur. Eserlerinde o dönemi film şeridi gibi gözünüzün önüne seriverirler. Bu eserde milli mücadele döneminde bir Anadolu kasabasında geçmektedir. Ahmet Cemal Çanakkale de kolunu kay etmiş Aydın birisidir. Cahil bırakılmış halkın içinde yaşama tutunmaktadır. Ama halka göre yabancıdır yani yabandır. Tabiri caizse onların kulağına göre ağız değildir. Ama okuyacağınız üzere ne söylediyse de çıkmaktadır. Anadolu'nun sosyolojik durumunu ifade etmesi bakımından kıymetli bir eser.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
İstanbul'da ve İzmir'de elden ele Mustafa Kemal kartpostalları dağıtılıyordu. Bu çizgi resimli kartpostalları taşımak, kalpak takmak gibi "milli mücadele modası" haline gelmişti.
Son zamanlarda 'tarihçi' adı altında ortaya çıkıp Atatürk'e, onun aile fertlerine, Türkiye'nin kurucu kadrosuna ve daha pek çok manevi değerimize olmadık iftira ve hakaretler savuran bir grup şarlatanın, çeşitli basın ve medya kanallarında bir tarım böceği gibi, bir kımıl gibi her geçen gün çoğalması karşısında, İlber Ortaylı gibi değerli bir
Nazım Hikmet'in Aziz Hatırasına
Dünya tarihinin belki de en kanlı yüzyılının başında doğdu. Dönemin koşullarına göre oldukça varlıklı ve eğitimli sayılabilecek bir aileden geldi.
“Üç yaşımda Halep’te paşa torunluğu ettim” der Otobiyagrafisinde.
Paşazadeydi aslında burjuva karşıtı olmasına rağmen. Ancak çok kızardı kendisine “Paşazade” diye
Bir kitaba kapağından başlanır, derdi ortaokulda Türkçe öğretmenim.
Okunmuş saymazdı ön sözü okunmamış kitabı. Birçok şeyin dönüm noktası o oldu aslında. Okuma serüvenimin, meslek seçimimin.
Attila İlhan ölmüş, ortaokuldayım o sıralar. Derste "Mikail, sen severdin, Attila İlhan öldü." demişti. Çok severdim. Hele ki Üçüncü Şahsın
Gazi Mustafa Kemal Atatürk;
1919 yılı Mayıs'ın 19. günü Samsun'a çıktım. Genel durum ve görünüm:
(...)Saltanat ve hilafet makamında bulunan Vahdettin soysuzlaşmış, kendini ve yalnızca tahtını güvenceye alabileceği alçakça önlemler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükümet zavallı, beceriksiz, onursuz ve korkak; yalnızca