Kemalist tarih tezi, Kemalist ideolojinin en önemli bütünleyici parçalarından birisidir ve kültür devrimi niteliği taşır. Milliyetçiliğin yanı sıra, pozitivizm ve laiklik bu ideolojik formülün felsefi temellerini oluşturur. İlk oluşum işaretleri Milli Mücadele yıllarına kadar gerilere gider. Cumhuriyet ilan edilmeden hemen önce Ankara'da yayınlanan ve Matbuat Müdiriye-yi Umumiyesi tarafından hazırlanan "Pontus Meselesi" isimli kitap bu konuda öncülüğe sahip olur. Kitabın "Mukaddime"sinde bazı yabancı bilginlere dayanılarak "Irak'ta Sümerler" ile "Filistin ve Anadolu'da Hititler'in" Türk kökenden geldikleri iddia edilir20. Mete Tunçay'a göre esasında bu görüşün XIX. yüzyıla uzanan kökleri vardır. Fakat "çiçeklenmesi" Ziya Gökalp'le gerçekleşir21. Ancak, ulusal tarih tezinin sistemli olarak ifade olunması için biraz daha beklemek gerekecektir. Kemalist Tarih Tezi'nin öncüsü olan Türkiye toplumunun ulusal tarihiyle ilgili görüşlerin sistemli formülasyonu İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi profesörlerinden Yusuf Ziya (Özer) tarafından hazırlanır. Yusuf Ziya, Türk tarih formülasyonunu, Türk ırkının Türklerin yaşamış olduğu belirlenen her yerdeki halkların özünü teşkil ettiğine inanmanın bilimsel olmadığını savunan Fuat Köprülü'ye rağmen ısrarla öne sürer ve hararetle savunur. Akademik çevrelerden gelen bütün itirazlara rağmen de bu görüş kolayca tutulur ve yaygınlık kazanır. Çünkü o yıllar milliyetçi ideolojinin, Alman ve İtalyan örneklerinden de hareketle gündemi doldurduğu ve etkili olduğu yıllardır.