Sağlı Sollu Türkçülüğe Set Kurmaya Çalıştılar
Aşırı sol cenahtan gelsin, aşırı sağ cenahtan gelsin, tarihsel belgeler açık seçik gösteriyor ki, Samsun'a çıkışından (19 Mayıs 1919), hayata gözlerini yumuncaya kadar (10 Kasım 1938) Mustafa Kemal Atatürk «komünist» sempatizanı bile olmadı.En büyük darbeyi sol, onun milli mücadeleyi yürütmeye başladığı sıralarda ve onun sağlığında yemiş, kurulan bütün komünist parti, dernekler kapatılmış, komünistler Türk yargı organlarında yargılanarak O'nun zamanında hapse atılmıştır.Bunun en büyük örneklerinden biri (Rusların, sanatçı kişiliğin değerinden çok, bir «propaganda aracı olarak hali kullanmak istedikleri bedbaht şair Nazım Hikmet'in O'nun zamanında hapse girmesidir.)
Sayfa 104Kitabı okudu
Milli Şair "Gelenin Keyfi İçin Kalkıp Geçmişe Sövemem"
"Cumhuriyet döneminde, bazı aydın geçinen, düşünür bilinen kişiler, bizim medeniyetimizin olmadığını ileri sürdüler. Biz batılıyız, batılı olacağız, avrupalı olacağız, Batı medeniyetini, medeniyet olarak benimseyeceğiz ve geçmişi silip atacağız iddiasında oldular. Hatta ilkokullarda çocuklara: "geçmişi unut, yeni yolu tut" diye bir takım marşlar söyletiyordu, türküler söyletiyordu o dönemde"
Reklam
KONYA ve İNKILÂPLAR Denilebilir ki Konya inkılâba değil, inkılâp Konya’ya uymuştur Şair Ünsî’nin “Selçuk Şehnamesi”nde, “Eflâtun makam ile üç yüz lülesinden sular akan Çeşmesâri semaya ser çekmiş İskender! binalara benzeyen on iki burçlu sûru gördüm. Şah Alâüddin’in makam olan Konya, emn ü eman içinde idi. Her tarafında akarsuları
Ey yabancı bayraklar altında ölenler! Belirsiz mezarlarınıza kimse selam durmayacak. Belki hiçbir şair sizin için yanan bir yazı yazmayacak. Varsın sizi hiçbir dudak anmasın. İsterse size hiçbir mısra yanmasın. Ruhlarımız Tanrı Dağı'na varınca, efsanelere karışmış atamız Alp Er Tunga, başınıza kahramanlık tacını eliyle giydirecek; bütün kahramanlarımız size gülümseyecek ve en büyük övüncümüz, kahramanlar kahramanı, gaza yaraları kutlu olsun diyecektir... Dövüşün! Son fişeğe, son damla kana kadar savaşın!. İstemediğiniz yabancı saflarda ölün! Zarar yok... Bu ayrılıklardan yarının büyük birliği doğacaktır... Birleşeceğiz ve Tanrı Dağı'nın eteklerinde kımız içerek sizin ve bizim bir olan atalarımız için Tanrı'ya yakaracağız.
"Milli Mücadele’ye İslâmcı bir şair olarak coşkuyla katılan Âkif, Cumhuriyet seçkinlerinin uygulamalarıyla barışmamıştır. Mehmet Âkif’in Milli Mücadele’ye destek veren, İstiklal Marşı’nı yazan tarafı öne çıkarılmış ama tüm bunları kuşatan İslam şairi sürgüne gönderilmiştir. Milli Mücadele döneminde iktidara karşı çıkan korkusuz bir aydın olan Mehmet Âkif'in Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi’nin oğlu İbrahim Sabri Bey’e söylediklerini aktarırken bir kez daha içi yanmıştır muhakkak: “Bu yapılanlar bana çok ağır geldi. Perişanlığımın derecesini size şöyle anlatayım: Secde-i sehivsiz namaz kılamaz oldum. Yahu namazda dalıp gidiyorum. Zihnim öyle perişan” (Emre 2016, İki Farklı Mehmet Âkif).
Sayfa 84 - Alev ErkiletKitabı okudu
Nazım hikmet gibi vatan hainleri milli şair ve kahraman gibi gösterilmekte, her tarafta, yerli ve yabancı komünistler gençliğin beynine örnek insan olarak sokulmakta, bu alçaklığın adı ilericilik olmaktadır.
Reklam
592 öğeden 471 ile 480 arasındakiler gösteriliyor.