Toplumsal ve milli taleplerin birleşmesinin, bağımsızlığı teşvik eden bir etken olarak milliyetçiliğin cazibesinden çok daha etkili olduğu anlaşılmıştır. Milliyetçiliğin çekim alanı ise hoşnutsuz alt orta sınıflarla sınırlıydı; bu sınıflar açısından milliyetçilik hem toplumsal hem de politik bir programın yerine geçiyordu ya da yerine geçer görünüyordu.